• Cancel
    Filter
Filter

20. Koleksiyonluk Resim ve Hat Müzayedesi

20. Online Müzayede'de yer alan tüm eserler kurumumuz güvencesinde olup, resim ekspertizleri Yüksek Ressam / Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından yapılmıştır.

20. Online Müzayede 4 EYLÜL PAZAR günü saat 19:00'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir.  Her lotun ekranda kalma süresi 25 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.

Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 10 (on) iş günüdür. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir.Aksi halde hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler, eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +905321715331 numaralı telefondan bilgi alabilir, Hüsrev Gerede Caddesi no: 52/2 Teşvikiye'deki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

  • Category: Hat
Lot: 81 » Hat

Prof.ALİ ALPARSLAN(1922-2006)

Celi Talik Ayet-i Kerime."O, işiten ve bilendir." Ketebeli. Hicri 1423/Miladi 2003 tarihli. 40x50 cm.

Çevresindeki hemen herkese karşı hoşgörülü ve gönül ehli zarif bir insan olarak tanınmış, kendisinden müstefiz olmak isteyenlere “rızây-ı Bârî” için kapısını her da’im açık tutan çelebi karakterli bir zât idi. Türk Dil Kurumu’nun üyesi olup Kadı Burhaneddin Divanı’ndan Seçmeler, Ahmed Paşa, Şeyh Galip, Türk Hattatları gibi eserleri vardır. Hüsn-i hatta, Haydarpaşa Lisesi’nde okuduğu esnâda gördüğü Kâmil Akdik’in hayatına dâir kitap ile merak sarmış ve Necmeddîn Okyay’dan ta’lik meşketmeye başlamıştır. 1948’de İmâde’l-hasenî’yi taklîden yazdığı kıt‘a ile icâzetnâme aldıktan sonra, eğitim için gittiği İran’da da , İran üslûbunda ta’lik yazı dersleri almıştı. İbnülemin’in “oldum demeyip olmağa çalışmasını” tavsiye ettiği Ali Alparslan için Süheyl Ünver’in, “asrımızın Yesârî’si” dediği dahi söylenir. Hâlim Özyazıcı’dan öğrenmiş olduğu dîvânî hattında da zamanın yeganesi idi. Gerek evinde ve gerek Akademi’de bir hayli hattat yetiştiren ve IRCICA’nın düzenlediği hüsn-i hat yarışmalarının değişmez jüri üyesi olan Ali Alparslan’ın vefâfı için İsmail Yakıt şu kıt‘ayı kaleme almıştır: Edebiyât tarihçisi, hattat Alî Alparslan Hoca, Çok Esmâ’lar yazıp kıldı ismini bu kubbede bâkî Çıktı yediler söyle yaz târihini Yakût dediler; Hatt-ı ta’likle çekdi son nefesinde bir hüve’l-bâkî

Details
Lot: 84 » Hat

Prof. ALİ ALPARSLAN (1922-2006)

Celi Talik İstif ile Ayet-i Kerime. Ketebeli. "Yardım Allah'tandır ve Fetih yakındır", Hicri 1423/Miladi 2003 tarihli, 45x45 cm.

Çevresindeki hemen herkese karşı hoşgörülü ve gönül ehli zarif bir insan olarak tanınmış, kendisinden müstefiz olmak isteyenlere “rızây-ı Bârî” için kapısını her da’im açık tutan çelebi karakterli bir zât idi. Türk Dil Kurumu’nun üyesi olup Kadı Burhaneddin Divanı’ndan Seçmeler, Ahmed Paşa, Şeyh Galip, Türk Hattatları gibi eserleri vardır. Hüsn-i hatta, Haydarpaşa Lisesi’nde okuduğu esnâda gördüğü Kâmil Akdik’in hayatına dâir kitap ile merak sarmış ve Necmeddîn Okyay’dan ta’lik meşketmeye başlamıştır. 1948’de İmâde’l-hasenî’yi taklîden yazdığı kıt‘a ile icâzetnâme aldıktan sonra, eğitim için gittiği İran’da da , İran üslûbunda ta’lik yazı dersleri almıştı. İbnülemin’in “oldum demeyip olmağa çalışmasını” tavsiye ettiği Ali Alparslan için Süheyl Ünver’in, “asrımızın Yesârî’si” dediği dahi söylenir. Hâlim Özyazıcı’dan öğrenmiş olduğu dîvânî hattında da zamanın yeganesi idi. Gerek evinde ve gerek Akademi’de bir hayli hattat yetiştiren ve IRCICA’nın düzenlediği hüsn-i hat yarışmalarının değişmez jüri üyesi olan Ali Alparslan’ın vefâfı için İsmail Yakıt şu kıt‘ayı kaleme almıştır: Edebiyât tarihçisi, hattat Alî Alparslan Hoca, Çok Esmâ’lar yazıp kıldı ismini bu kubbede bâkî Çıktı yediler söyle yaz târihini Yakût dediler; Hatt-ı ta’likle çekdi son nefesinde bir hüve’l-bâkî
Details
Lot: 85 » Hat

NECMEDDİN OKYAY (1883-1976)

Ketebeli. Hicri 1321 (m.1903) tarihli, 25x25 cm. Tezhib: Kernen Acem imzalı, hicri 1362 tarihli.

Aharlı kağıt üzerine is mürekkebi ile altı satır talik hatla kaleme alınmış eserde İsmail Efendi isimli bir zatın oğlu Kazım'ın doğumuna tarih düşürülmüştür.  Koltukları klasik üslupla tezyinatlıdır. Cetvelleri altınla çekilmiştir. Pervazları battal ebrusudur.

Details
Lot: 87 » Hat

MACİD AYRAL (1891-1961)

Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. Hadis-i Şerifler yazılı. 33 x 56 cm.H. 1363 /M.1943 tarihli. "Sakın ashabıma kötü söz söylemeyin. Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin olsun ki; sizden biriniz, Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, ashabımdan birinin bir avuç (hurma) sadakasına ulaşamaz; yarısına dahi erişemez."

"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti. 

1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)

Details
Lot: 88 » Hat

AHMED HIFZÎ EFENDİ (ö.1767)

Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. Hicri 1171 / Miladi 1757 tarihli. 19x30 cm. Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek , nadir , koleksiyonluk bir eseridir.

"Hz. Ömer’in naklettiğine göre, Hz. Peygamber ve ashabı bir gazve dönüşünde şöyle bir olaya şahit olmuşlardır: Allah Resûlü’nün huzuruna bir gazvenin ardından bir grup esir getirilmişti. Bu esirler arasında bir de kadın vardı. Bu kadıncağız, telaşla diğer esirler arasında kaybettiği yavrusunu aramaktaydı. Derken kendi çocuğunu buldu ve onu kucaklayıp göğsüne bastırdıktan sonra emzirmeye başladı. Bu tablo karşısında Allah Resûlü, yanında bulunanlara “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına inanır mısınız?” şeklinde bir soru yöneltti.
Oradakiler, ‘Hayır!’ cevabını verdi. Bunun üzerine Rahmet Peygamberi, Rabbimizin kullarına olan rahmetinin genişliğini anlatmak için O’nun kullarına olan rahmetiyle annenin yavrusuna olan rahmetini şöyle bir benzetmeyle dile getirdi: “Bilin ki, Allah’ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkat ve merhametinden daha fazladır.”

"Türk hat san‘atında daha ziyâde İsmail Zühdi Efendi'nin hocası olarak iştihâr etmiş olan Ahmed Hıfzî Efendi’nin terceme-i hâline dâ’ir ma’lûmâtımız mahdûddur. Moralı Mehmed Efendi’nin oğlu olduğu bilinmekteyse de, doğum yeri ve tarihi hakkında bir bilgi yoktur. Muhtemelen Mora’da dünyaya gelmiş ve ibtida’î tahsîlini memleketinde ikmâl eylemiş idi.

Daha sonra medrese tahsîli için İstanbul’a gittiği, bu eyyâmda hüsn-i hatta heves ederek evvelâ Hasırcılar İmâmı Mustafa Efendi’den ve bilâhare Eğrikapılı Mehmed Rasim Efendi'den sülüs ve nesih meşkedib icâzet aldığı bilinmektedir. Hüsn-i hattaki fevkalade kabiliyeti ile hocasının üslûbuna hakkıyla vâkıf olduğundan, teveccühüne de nâ’il olan Ahmed Hıfzî Efendi, son zamanlarında, hocasının bazı öğrencilerine yazı meşketmekle dahi görevlendirilmişti.

Günümüze intikal edebilen âsârından, aklâm-ı sittede Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi’nin teveccühüne bî-hakkın lâyık olduğunu ispât eyleyen Ahmed Hıfzî Efendi’nin, en azından bir mektebin hüsn-i hat mu’allimliğini der-uhde ettiği muhakkak olmakla beraber, kaynaklarda buna ilişkin bir bilgi, ne yazıkki mukayyed değildir.

 

Her halde mâ’işetini hüsn-i hattan çıkaran erbâb-ı ma’ariften olup Türk hattatları meyânında kudretli bir mevki elde etmiş olduğu anlaşılan Ahmed Hıfzî Efendi, H. 20 Rebi’ü’l-ahir 1181/M. 15 Eylül 1767 tarihindeki vefâtını takiben Eğrikapı’da hocasının yanına defnedilmiş ve ömrü boyunca meclisinden ayrılmadığı Mehmed Râsim Efendi’ye âhirette de eşlik etme şerefine nâ’il olmuştur.

Bir hayli tilmizi olduğu nakledilen Ahmed Hıfzî Efendi’nin en meşhur öğrencileri, Mustafa Râkım Efendi’nin ağabeyi İsmâ‘il Zühdî Efendi ile Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi’den intikal eden şâkirdân zümresinden olan Abdülkadir Hamdî Efendi’dir. Bunların hâricinde Rûznâmeci Süleyman Hikmetî Efendi, Mehmed Emîn Efendi ve Kadı Müfid Efendi’nin de ondan mücâz olduğu bilinmektedir. " (Kaynak: İsmail Orman makalesinden alıntıdır.)

Details
Lot: 89 » Hat

MEHMED TAHİR EFENDİ (ö.1845)

Celi Sülüs İstif. Ketebeli. 34x41 cm. Hud Suresi 88.ayet yazılı. "Başarım Ancak Allahtandır. Ona Güvenir Ona Yönelirim." Nadir bulunur, sanat değeri yüksek , müzelik bir eserdir.

"Seyyid Ahmed Efendi'nin oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Tahsîli ve Mahmud Celâleddîn Efendi’ye ne zaman bağlandığı ve icâzet aldığı hakkında bir bilgi yoktur. Hâkkâkzâde hattı ile muhârrer Tezkîre-i Hattâtîn’de beyân edildiği üzere “celî yazıda üstâdına fâ’ik” olduğundan, şehzâdelik zamanında Sultan Abdülmecîd’e hüsn-i hat dersleri vermiş ve cülûsundan sonra da “mu‘allim-i hatt-ı sultânî” ünvânını elde ettiği gibi, Nur-ı Osmaniye Cami’nin hitabet hizmetine tayin edilmiştir. Bu hal üzere iken H. 1262/M. 1846'da vefat ederek, Eyüp’te, Kırkmerdiven mevki’nde Hâkim Kutbeddîn Mektebi civârına defnedilmiştir. Ancak bugün mezartaşı mevcut değildir.

Hâlen Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan hilye-i sa’adeti gibi, nefis hattıyla muharrer nice âsârı müze ve özel koleksiyonları süsleyen Mehmed Tâhir Efendi’nin Galata’dan Kasımpaşa’ya açılan kapı yakınındaki Kapıüstü Mescidi’nin hutûtunu da yazmış olduğu menkûldür.Sultan Mahmud Hân-ı Sânî Türbesi’ndeki H. 1257/M. 1841 ve özel koleksiyonda bulunan H. 1243/M. 1826 tarihli Kur’an-ı Kerîm’leri ile hatt-ı nesihteki kemâlini de ispât eylemiş olan Mehmed Tâhir Efendi’nin, Sultan Abdülmecîd’in ihsânıyla, son zamanlarında Hac vazîfesini ifâ eyleme şansı bulmuş olduğu nakledilmektedir. " (ketebe.org)

Details
Lot: 90 » Hat

YESARİZADE MUSTAFA İZZET (ö.1849)

Celi Talik Zerendud Levha. İmzalı. Hicri 1246/ M.1830 tarihli. 63x63 cm." Zikru fikrim benim budur hergah, Hak Muhammed beli Resulullah, Du zehi cennet eyler abdülhak, Kuvvet-i La İlahe İllallah" yazılı. Hattatın muhteşem kondüsyonda nadir bulunan müzelik eserlerindendir.

Hattatlar arasında isminden ziyâde “Yesârîzâde” nâmı ile anılan Mustafa İzzet Efendi, son dönem yazılarında İran üslûbunun dışına çıkmaya çalışan babasının bıraktığı noktadan başlayarak, yavaş yavaş kendini geliştirmiş ve Türk ta’lik hattının günümüze değin sürecek olan kaidelerini oluşturmuştur. Özellikle celî ta’likte göstermiş olduğu kudreti, nice resmî daire ve sâir yapının kapıları üzerindeki inşa kitabesinde görmek mümkündür. Bir diğer özelliği ise şaşırtıcı derecede hızlı ve tashihsiz yazmasıdır.  

Eyüp Sultan Cami, Şah Sultan Türbesi, Arpacılar Mescidi, Bâb-ı Âlî, Alay Köşkü, Hidâyet Cami,  Cemâleddîn Uşşâkî Dergâhı, Nusretiye Cami, Beyazıt Yangın Kulesi, Darphâne-i Amire, Galata Mevlevihanesi, Pertev Paşa Türbesi, Sultan Mahmud Türbesi, Selimiye Kışlası, Tazıcılar Ocağı ve Koca Mustafa Paşa Cami’nin inşa ve tamir kitâbeleri onun kaleminden çıkmıştır.

Ayrıca Teşvikiye Cami’ndeki Sultan 2. Mahmud’un tüfek nişantaşları ve Beylerbeyi Sarayı arkasında çeşme ile Üsküdar’daki Sultan Mahmud ve Hamdullah Paşa çeşmelerinin inşa kitabeleri de ona aittir. Bunlardan başka Ayasofya Cami’nde bir levhası, Topkapı Sarayı başta olmak müze ve özel koleksiyonlarda çok sayıda yazısı bulunmaktadır.  

Details
Lot: 91 » Hat

MACİD AYRAL (1891-1961)

Talik Kıta. Yahya Kemal'den rubai yazılı.1952 tarihli. Ketebeli. "Rauf Tuncay , 1952" tezhipli. 34 x 27 cm."Dil-besteyiz ahbaba, esiriz yare, Onlardır açan gönülde binbir yare. Bigânelerin kahrını çekmiş değiliz, Ta'nettiğimiz nâfiledir agyare."

"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti. 

1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)

Details
Lot: 92 » Hat

ÇIRÇIRLI ALİ EFENDİ (ö.1902)

Celi Sülüs İstif. 1895 tarihli. Ketebeli. 42 x 38 cm. " Ya Hazreti Feyz Muhammed Es-Sadık.Sellemehullah." yazılı.

Hüsn-i hattı Şefîk Bey’den meşketmiş ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de istifade ile celi sülüste zamanın önde gelenlei aasına girmiştir. Bilhassa oluşturduğu terkib ve tertiblerle dikkati çeken Çırçırlı Alî Efendi’nin “Rabbiyessir” istifini gören Kazasker Efendi’nin, hocası nezdinde onu övüp takdir ettiği dahi nakledilmektedir.
Öte yandan onunla anlaşamayan Sâmî Efendi dahi, hüsn-i hattaki kudretini itiraf etmekten çekinmemiş, bir gün çırağı Hatib Ömer Vasfî Efendi ile birlikte Saraçhâne’deki cami’in önünden geçerken, kapı üzerindeki yazısını işaret ederek: “Herif ustadır. Hele şu yazıya bak. Sakın bir şeyine itiraz etme. O, senin gibi ikide bir yalayub yazanlardan değildir.” demiştir. "
  (Kaynak: ketebe.org )

Details
Lot: 93 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta. Hafız Osman'ın h.1095 tarihli kıtasından naklen. Ketebeli. 30 x 35 cm. Yazı kalitesi , kondüsyonu ve içeriği ile yüksek koleksiyonluk değer arzeden bir eserdir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Details
Lot: 94 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Celi Sülüs İstif. "Allah , Muhammed , Ömer, Osman , Ebubekir, Ali " yazılı. Ketebeli. 43 x 60 cm.

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Details
Lot: 95 » Hat

KAMİL AKDİK (1861-1941)

Celi Sülüs Levha. Ketebeli. "Allah başarının sahibidir ve O en iyi dosttur".Hicri 1351/Miladi 1933 tarihli. 53x64 cm ( Çerçeveli: 67x78 cm) Meşhur hattatın sanat kalitesi yüksek, orijinal tezhipli ve müzelik bir eseridir.

Hat tarihinde zaman zaman kıdem ve dirayetiyle önde gelen hattatlara verilmesi mûtat olan ‘'Reîsülhattâtîn'' (Hattatların Başı) unvanı son olarak 21 Ağustos 1915'te Kâmil Efendi'ye tevcih edilmiştir.Kâmil Akdik disiplinli hayatı ve perhize dikkat etmesi sebebiyle uzun süren ömrünün sonlarında bile el titremesi ve görme bozukluğu gibi sıkıntılar çekmeden seçkin eserler bırakmıştır.

Dîvân-ı Hümayûn'daki resmî vazifesi esnasında divânî, celî-dîvânî veya rık'a hatlarıyla yazdığı menşur, berat, muâhedenâme, tasdiknâme gibi evrak dışında, yazı hocası olarak hazırladığı meşk'ler de pek çoktur. Ayrıca sülüs-nesih kıtalar, murakka'lar (yazı albümleri), hilye ve levhalar, kitabeler, bazı sûre ve cüzlerden başka birde Mushaf yazmıştır.Eski hattatların eserlerinden meydana gelen kıymetli hat koleksiyonu ölümünden sonra Topkapı Sarayı Müzesi'nce satın alınmıştır."

Details
Lot: 96 » Hat

MAHMUD CELÂLEDDİN EFENDİ (1749-1830)

İki farklı kalınlıkta sülüs hattıyla yazılmış vebadan korunma duası. Ketebeli. 38x50 cm.(Çerçeveli: 51x63 cm). Renkli kağıt üzerine altın ile zerendud tekniğinde yazılmıştır. Yazının etrafı sarmaşık motifleriyle çevrilmiş olup, dış kısımda farklı tonlarda altınlarla bitkisel süsleme bulunmaktadır.

Kendi gayretiyle sülüs ve nesihte şahsına özgü bir tarz sahibi olan Mahmud Celâleddîn Efendi için Hat ü Hattâtân’da, “Bunlara inâden kendi başına ol kadar sa’y ü ceyd ü cehd etmişdir ki, hüsn-i hatda bunların hepsini geçmişdir. Hattı, ta’rif ve tavsifden müstağnidir. Bu sûretde kimsenin hakikî şâkirdi sayılmaz.” deniyor.

Bilhassa celî yazısı, tabiâtındaki sertliği ve inatçı kişiliğini yansıtan bir sertliğe sahiptir. Muasırı Mustafa Râkım Efendi’nin üslûbu yanında donuk ve katı kalan bu üslûp, tıpkı Ahmed Karahisârî’nin üslûbu gibi, hat sanatında nev’-i şahsına münhasır müstesna bir yere sahip olmakla beraber, birkaç halifesi ile sınırlı kalmış ve Sultan Abdülmecîd’in tercih etmesi nedeniyle, onun saltanatı boyunca tüm hat san‘atında egemen olmuş, ancak onun da ölümü ile üslûbu tamamen terkedilmiştir.

Son derece kudretli bir ele sahip olan Mahmud Celâleddîn, geleneksel yazı üslûplarında tekemmüle ulaşmasına imkân verecek bir eğitim alma şansı bulamadığı için, yeteneğinin elverdiği ölçüde, kendine mahsus bir şive geliştirmiştir. Ancak Şeyh Hamdullah ile başlayıp Hâfız Osmân ile olgunlaşan klasik yazı ekolünde ilerlemiş olsaydı, Osmanlı hat sanatının zirve isimlerden biri olacağı şüphesizdi. Nitekim Ali Alparslan, hocası Necmeddîn Okyay’ın, “Mahmud Celâleddîn, aklâm-ı sittede klasik üslûbu tâkib etseydi, yeryüzünde ne Hâfız Osman’ın ne de Mustafa Râkım’ın adı kalırdı.” dediğini nakletmektedir. Nitekim klasik tarza bağlı olduğu nesih yazıdaki kudreti de bunu doğrulamaktadır.

Sanat hayatı boyunca pek çok mushâf-ı şerîf, du‘a mecmu‘ası, murakka ve kıt‘a yazmış olup günümüze ulaşanlar müzeleri ve özel koleksiyonları süslemektedir. Ayrıca Eyüp’te Sultan Selîm Hân-ı Sâlis’in vâlidesi Mihrişâh Sultan’ın türbesinin celî sülüs kitâbesi ile içteki yazı kuşağı ve imâretin iç kısmındaki kitâbelerle, Üsküdar’daki Aziz Mahmud Hüdâyî Türbesi’nin Mülk Sûresi’ni hâvi âyet kuşağını kaleme almış olan Mahmud Celâleddîn Efendi’nin İstanbul’un bazı yerlerinde imzasını taşıyan mezartaşlarına da rastlanmaktadır.

Details
Lot: 120 » Hat

HATTAT ŞEFİK BEY (1819-1880)

Zerendud Levha. " Allah güzeldir, güzelliği sever". Ketebeli. Hicri 1281 tarihli. 33 x 58 cm. Orijinal çerçevesiyle. Çerçeveli Ebat: 45 x 70 cm.

Bilhassa sülüs ve celîsinde kemâl mertebesine erişmiş olan Şefîk Bey’in nesih, dîvânî ve siyâkatte de mâhir olduğunu eserlerinden anlamaktayız. İbnülemin’in “Esrâr-ı hutûtun en dakik noktalarına vâkıfdır ki, âsar-ı bedi’âsı hoş-nüvisânın makbûl ve mağbûtudur” diye methettiği Şefîk Bey için, Kazasker Efendi’nin de “Şefîk, Allah beni sensiz bir cennete koymasın!” diye du‘âda bulunduğu dahi rivâyet edilir.

Öte yandan Muhsinzâde Abdullah Hamdî Efendi ile gençlik yıllarında yazı arkadaşlığı ile başlayıp Kazasker Efendi’nin hânesinde samimî bir dostluk haline gelerek vefâtına değin devam eden muhâbbetleri, her ikisinin de mükemmel birer hattat olmalarını sağlamıştır. Nitekim birbirlerinin eksiklerini izâle etmek için, biraraya geldiklerinde her zaman yazıdan bahseden bu iki kadîm dostun, girdikleri mecliste herkesin anlayabileceği hususlarda konuşmaları için hocaları Kazasker Efendi tarafından ikaz edildikleri de bilinmektedir.

Sanat hayatı boyunca hocasının izinde kalan Şefîk Bey’in, onun vefatından sonraki yazılarında Mustafa Râkım Efendi’nin etkileri hissedilen kendine has bir şive geliştirdiği tespit edilmektedir. Sülüs ve celî sülüs ile hazırladığı terkib ve istifler ise fevkaladedir. 2 Kur’an-ı Kerîm ve 8 Delâ’ilü’l-hayrât yazmış olup H. 1260/M. 1844 tarihli mushâf-ı şerîfi hâlen Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndedir. Ayrıca Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde de bir “Amme” cüzü bulunmaktadır.(EH, 272)

Sultan Abdülmecîd’in Fatih’teki türbesinde bulunan yazı kuşağı ile Kubbetü’s-sahrâ’nın H.1292/M. 1875 yılında yenilenen çini âyet kuşağındaki Yâsin Sûresi’ni, Bâb-ı Ser-askerî’nin dış kapısı üstündeki “Da’ire-i Umûr-ı Askeriyye” yazısı ile iki tarafındaki Fetih Sûresi’nden âyetleri ve Ayasofya Cami’nin mihrâbına mahkûk âyet-i celîleyi de o kaleme almıştır. Yine burada “Yâ Hazret-i Sa’deddîn Cibâvî” levhâsı vardır. İcâzetnâmesi ise Şerîf Muhiddîn Targan’ın vefâtı üzerine Süleymaniye Kütüphânesi’ne bağışlanmıştır.(ketebe.org)

Details
Lot: 123 » Hat

HASAN TAHSİN EFENDİ (1851-1914)

Nesih hat ile Naat-ı Şerif yazılı. Ketebeli. 51x45 cm. "Makam-ı mülteca Ahmed Muhammed Mustafa'dır bu Zehi nur-i hüda Ahmed Muhammed Mustafa'dır bu Medine hakine yüz sür şefaat şefkat istersen Resul-i Kibriya Ahmed Muhammed Mustafa'dır bu.

Tokat’taki Meydan Cami’nin imâmı Osmân Efendi’nin oğlu olarak H. 1267/M 1851’de orada doğdu. Çocuk yaşta İstanbul’a giderek medreseye girdi. Kayserili Derviş Alî Rızâ Efendi’den Bayezid Cami’ndeki dersinden icâzet aldı. Reisü’l-hattatîn Muhsinzâde Abdullah Bey’den de sülüs ve nesih meşketti. İcazetini aldıktan sonra Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de istifâde etti. H. 1286/M. 1869-1870’te Âli Paşa’nın himmetiyle yenilenen Mercan’daki Ya’kub Ağa Cami’ne imâm ve hatib tayin edildi. Kütüphâne-i Umûmî’nin açılışında hâfız-ı kütûblüğe getirildi. Ara ara rüşdi mekteblerde Arapça ve hüsn-i hat muallimliği yaptı. Son zamanlarında sağ tarafına felç geldiyse de, daha sonra iyileşti. Ancak bu kez bunama belirtileri baş gösterdi. Nihayet H. 5 Safer 1332/M. 3 Ocak 1914’de vefât etdi. Eyüp Bahâriyesi’nde medfun bulunan kızının yanına defnedildi.
Details
Lot: 124 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

"Sülüs Karalama". Çift taraflı. Ketebeli. 38 x 29 cm.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Details
Lot: 129 » Hat

HOCAPAŞALI İBRAHİM AFİF EFENDİ (ö.1767)

Sülüs Levha. Ketebeli. Hadisi-i Şerif yazılı. Hicri 1168 / M. 1754 tarihli. 32x36 cm. "Ölülerinizin iyiliklerini söyleyin, hatalarını ise örtün".

İkametgâhının bulunduğu yere istinâden “Hocapaşalı” künyesiyle tanınmış olan İbrahim Âfif Efendi, sülüs ve nesihi evvelâ Feyziyye Mektebi’ndeki tahsili esnasında Feyziyeli Alî Efendi'den meşkederek icâzet almış, bilâhare tekemmül için Hüseyin Hablî’ye devam ederek ondan da mücaz olmuştur.

Eğitimini tamamladıktan sonra Defterhâne Kitâbeti’nin hulefâlarından olmuş, hayli hizmet ettikten sonra hâcegân rütbesiyle Saray-ı Hümâyûn hattatları arasına katılmıştır. Bu hal üzere iken18 Kasım 1767 tarihinde vefât etmiş ve Karacaahmet Mezarlığı’nda, Şeyh Hamdullah’ın civârına defnedilmiştir.    

Şeyh Hamdullah ekolünün önde gelen temsilcilerinden biri olan Hocapaşalı İbrahim Âfif Efendi’nin nesihte el alışkanlığı az olduğu ve bu nedenle daha ziyâde sülüs ile ilgilendiği bilinmektedir. H. 1164/M. 1150 ve H. 1174/M. 1760 tarihli ve tarihsiz celî sülüs levhâları görülmüştür. Hüsn-i hattaki kudretine bağlı olarak çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir."

Details
Lot: 131 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Levha. Mahmud Celaleddin Efendi'den naklen yazılı. 27x47 cm. Ketebeli. "Yöneldiğinizde ferahlık veren yer iyidir"*Yazı kalitesi , nadiriyeti ve kondüsyonu itibarı ile koleksiyonluk bir eserdir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Details
Lot: 134 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Modern Kufi (Makıli) Hat ile "En-Nûr" yazılı. Dörtlü Kompozisyon. İmzalı. 2008 tarihli. 76 x 76 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Details
Lot: 135 » Hat

FERHAT KURLU (d.1976)

Celi Sülüs ve Nesih Kıta. Kevser Suresi yazılı. Ketebeli. Hicri 1422 / Miladi 2002 tarihli.Tezhib: Fulya Saatçioğlu. 35x40 cm.

SANATÇININ ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

 

Details
Lot: 136 » Hat

FERHAT KURLU (d.1976)

"Allah Katında Din İslam'dır". Celi Sülüs İstif. Hicri 1425/ M.2004 tarihli. Ketebeli. 41x48 cm.

SANATÇININ ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

 

Details
Lot: 138 » Hat

MEHMED ZEKİ DEDEEFENDİ(1812-1881)

Talik Kıta. Ketebeli. Gülistan-ı Sadiden kesitler yazılı. 46x35 cm. Sanat kalitesi ve nadiriyeti ile koleksiyonluk bir eserdir.

"İran tarzında ta’lik hattının son devrideki en önemli isimlerinden biri olan Mehmed Zekî Dedeefendi, Uğur Derman’ınn naklettiğine göre, hatt-ı ta’liki Sâhib-i Kalem nâmı ile ma’ruf Mirzâ Aka Afşâr’dan öğrenmiştir.  

Osmân Gâzî Türbesi’nin tamirini takiben kapı balasına asılan Şâ’ir Nevres’in yazdığı tarihi ile Mısır Vâlisi Mehmed Alî Paşa’nın oğlu “Küçük” Mehmed Alî Paşa’nın H. 1277/M. 1860-1861 tarihli mezartaşı kitâbesi ve Senih Efendi’nin H. 10 Muhârrem 1278/M. 18 Temmuz 1861 tarihinde taşbasma basılan mersiyesinin yazısı Mehmed Zeki Dedeefendi’nin eser-i kalemidir. Ta’likle bir hayli Mesnevi-i Şerif istinsah etmiş olduğu menkul ise de, herhangi bir nüshasına tesadüf edilmemiştir. Yine ta’likle yazdığı Bayburdlu Zihnî’nin Hikâye-i Garibe adlı eseri İbnülemin’in nezdinde mahfuz iken, şimdilerde istanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. "

Details
Lot: 141 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Tuğra formunda "Besmele". İmzalı. Hicri 1418/ Miladi 1997 tarihli. 60x72 cm. ( Çerçeveli: 75 x87 cm) Tezhib: "Emine" imzalı, Hicri 1428/ M.2007 tarihli. Eski dönem. Kondüsyonu, nadiriyeti ve yazı kalitesi itibarı ile koleksiyonluk bir eserdir.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Details
Lot: 142 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Kufi-Talik hat ile "Dü cihanda eger altın ola dersen nâmın, Sikkesi altına gir Hazreti Mevlânâ'nın" yazılı. Ketebeli. 42x48 cm. Çerçeveli Ebat: 58 x 66 cm.

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Details
Lot: 143 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Kufi Levha. "Allah'ın yardımı üzerine olsun" yazılı. Ketebeli. 28x40 cm.

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Details
Lot: 147 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

"Ya Malikel Mülk" (Ey Mülkün Sahibi). Modern Hat. Ketebeli. 2005 tarihli. 35 x 61 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Details
previous
Go to Page: / 2
next