HATTAT ŞEFİK BEY (1819-1880)

Zerendud Levha. " Allah güzeldir, güzelliği sever". Ketebeli. Hicri 1281 tarihli. 33 x 58 cm. Orijinal çerçevesiyle. Çerçeveli Ebat: 45 x 70 cm.

Bilhassa sülüs ve celîsinde kemâl mertebesine erişmiş olan Şefîk Bey’in nesih, dîvânî ve siyâkatte de mâhir olduğunu eserlerinden anlamaktayız. İbnülemin’in “Esrâr-ı hutûtun en dakik noktalarına vâkıfdır ki, âsar-ı bedi’âsı hoş-nüvisânın makbûl ve mağbûtudur” diye methettiği Şefîk Bey için, Kazasker Efendi’nin de “Şefîk, Allah beni sensiz bir cennete koymasın!” diye du‘âda bulunduğu dahi rivâyet edilir.

Öte yandan Muhsinzâde Abdullah Hamdî Efendi ile gençlik yıllarında yazı arkadaşlığı ile başlayıp Kazasker Efendi’nin hânesinde samimî bir dostluk haline gelerek vefâtına değin devam eden muhâbbetleri, her ikisinin de mükemmel birer hattat olmalarını sağlamıştır. Nitekim birbirlerinin eksiklerini izâle etmek için, biraraya geldiklerinde her zaman yazıdan bahseden bu iki kadîm dostun, girdikleri mecliste herkesin anlayabileceği hususlarda konuşmaları için hocaları Kazasker Efendi tarafından ikaz edildikleri de bilinmektedir.

Sanat hayatı boyunca hocasının izinde kalan Şefîk Bey’in, onun vefatından sonraki yazılarında Mustafa Râkım Efendi’nin etkileri hissedilen kendine has bir şive geliştirdiği tespit edilmektedir. Sülüs ve celî sülüs ile hazırladığı terkib ve istifler ise fevkaladedir. 2 Kur’an-ı Kerîm ve 8 Delâ’ilü’l-hayrât yazmış olup H. 1260/M. 1844 tarihli mushâf-ı şerîfi hâlen Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndedir. Ayrıca Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde de bir “Amme” cüzü bulunmaktadır.(EH, 272)

Sultan Abdülmecîd’in Fatih’teki türbesinde bulunan yazı kuşağı ile Kubbetü’s-sahrâ’nın H.1292/M. 1875 yılında yenilenen çini âyet kuşağındaki Yâsin Sûresi’ni, Bâb-ı Ser-askerî’nin dış kapısı üstündeki “Da’ire-i Umûr-ı Askeriyye” yazısı ile iki tarafındaki Fetih Sûresi’nden âyetleri ve Ayasofya Cami’nin mihrâbına mahkûk âyet-i celîleyi de o kaleme almıştır. Yine burada “Yâ Hazret-i Sa’deddîn Cibâvî” levhâsı vardır. İcâzetnâmesi ise Şerîf Muhiddîn Targan’ın vefâtı üzerine Süleymaniye Kütüphânesi’ne bağışlanmıştır.(ketebe.org)