• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

9. Koleksiyonluk Resim ve Hat Müzayedesi

9. Online Müzayede'de yer alan tüm resimler Yüksek Ressam/Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından ekspertiz edilip onaylanmıştır.

VIII. Online Müzayede 11 NİSAN PAZAR günü saat 17:01'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir.  Her lotun ekranda kalma süresi 30 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.

Satışa çıkarılan tüm eserler müzayede süresince "Hüsrev Gerede Caddesi No: 52 / 2 Teşvikiye/ Beşiktaş / İstanbul , İSTANBUL ANTİK SANAT" adresindeki ofisimizde görülebilir.

  • Kategori: Hat
Lot: 26 » Hat

HASAN TAHSİN HİLMİ EFENDİ (1846-1912)

Hicri 1296 / M. 1878 tarihli. 58x50 cm. Zerendud Levha. Celi Sülüs hat ile Pir Şaban-ı Veli ismi "Ya Hazreti Pir Sultan Şaban-ı Veli Gaddasallahu Sırrahu" yazılı. Dönemine ait barok tezhibiyle koleksiyonluk bir eserdir.

"Kılıç Alî Paşa Cami ser-devirhânı Hâfız İsmâ’il Efendi’nin oğlu olarak H. 1263/M. 1847’de Çukurcuma’da doğdu. Çubukçular Sıbyan Mektebi’nde okudu. Mektebin hocası İsmâ’il Efendi’den Kur’an’ı hıfzedip Tophâne Müftîsi Hoca Bekir Efendi’den bir müddet ders gördü. Daha sonra hüsn-i hat vadisine süluk ile Şefîk Bey’den sülüs ve nesih, Mirza Aka Afşar’dan da ta’lik dersleri almaya başladı. Her ikisinden de mücâz olduktan sonra Sâmî Efendi’den de celi ta’lik öğrendi. Mehmed İzzet Efendi tarzında yazdığı rık’ada da mahareti vardı. Nitekim hüsn-i hattaki maharetine istinaden mekteblerde hüsn-i hat talimine memur edildi.

Senelerce Mühendis, Sanayi ve İnâs Sanayi ile Cihângir İnâs Rüşdîsi mektebleri ile Dârü’ş-şafaka ve Dârü’l-mu’allimât’ta yazı meşketti. Mehmed İzzet Efendi’nin vefâtından sonra Galatasaray Sultanîsi’nin yazı muallimliği de uhdesine verildi. Bunların haricinde Mahmud Bey Matbaası’na da yıllarca devam ederek matbaanın her nev’i yazısını yazdı. H. 25 Safer 1330/M. 14 Şubat 1912’de ömrü boyunca oturduğu Çukurcuma Mahâllesi’nde evinde vefât etti. Eyüp’te Kırkmerdiven’de medfundur. " (Kaynak: ketebe.org) 

Detaylar
Lot: 27 » Hat

Prof .FEVZİ GÜNÜÇ (1956-2013)

Celi Sülüs İstif. Hicri 1428 tarihli. Ketebeli. 60x55 cm. Kehf Suresi 110. âyet yazılı.
"Rabbine kavuşmayı uman kimse yararlı iş işleşin ve Rabbine kullukta hiç ortak koşmasın"

"1956 yılında Konya’da doğdu. Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nden 1979 yılında mezun olduktan sonra Mevlana Müzesi’nde asistanlık yapmaya başladı. 1982 yılında Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesih yazılarını meşke başladıktan bir müddet sonra fahri olarak Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde hat dersleri vermeye başladı.

1986’da müzeden ayrılarak Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde hüsn-i hat okutmanı olarak çalışmaya başladı. 1987 yılında yüksek lisans eğitimini, 1991 yılında da “XV.-XX. YY. Arasında Osmanlı Dini Mimarisinde Celi Sülüs Hat Uygulama ve Teknikleri” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1993’te Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesihten icazet aldı. Aynı sene yardımcı doçent, 2002 yılında doçent oldu. 2003-2005 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin dekanlığına vekalet etti. 2005 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi GTES bölüm başkanlığına getirildi. 2007 yılında da profesör unvanını aldıktan sonra Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na tayin edildi. Her iki görev de uhdesinde iken 22 Nisan 2013 tarihinde vefat etti.   "

"

Detaylar
Lot: 28 » Hat

CEVAD HURAN (d.1977)

Celi Sülüs İstif. İmzalı. 95x91 cm. "Nun.Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun!" (Kalem-1) . Hicri 1428/Miladi 2007 tarihli

"1977’de İran’da doğdu.1998-2002’de İran’da hattat Hakim GANNAM’ın yanında Sülüs çalışmalarına başladı.Daha sonra Hattat Mehmed ÖZÇAY’ın yanında hat çalışmak üzere Istanbul’a geldi.Sülüs meşklerini bir yılda tamamladı ve Hattat Muhammed ÖZÇAY’ın yanında Celi Sülüs eğitimi görmeye devam etti.2005 Kasım ayında İRCİCA’da yapılan İcazet töreninde Hattat Mehmed ÖZÇAY’dan Sülüs icazetini aldı.Halen İstanbul’da hat çalışmalarına devam etmektedir.

ÖDÜLLER:

1-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

2-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Celi Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

3-2005 Antik A.Ş Hilye-i Şerife yarışması Celi-Sülüs,Sülüs-Nesih dalında 1.’lik ödülü.

4-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması özel ödülü.

5-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması Sülüs dalında 2.’lik ödülü.

6-2012 İstanbul Uluslar arası 1. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü.

7-2015 İstanbul Uluslar arası 2. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü."

Detaylar
Lot: 29 » Hat

FUAD BAŞAR

"Maşaallahlı Karalama", imzalı, hicri 1411 / miladi 1991 tarihli, 40x40 cm

"7 Mart 1953 senesinde Erzurum'da doğdu. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni okudu. 1977 yılında ebru sanatına olan ilgi ve merakıyla Mustafa Düzgünman'a mektup yazarak ebru çalışmalarına başladı. Aynı dönemde Hamit Aytaç ile de mektuplaşarak hocadan Hat dersi almaya başladı. 1980 senesinde sanat aşkını tıp öğrenimine tercih etti ve hocalarından feyz alabilmek için İstanbul'a geldi.

1980 senesinin 10 Eylül'ünde Hamit Aytaç Hoca'dan hat icazeti aldı. İcazet almasına rağmen vefatına kadar hocasının dizinin dibinden ayrılmadı. 1989 yılının 10 Eylü'ünde ise büyük ebru ustası Mustafa Düzgünman'dan, biri Osmanlı Türkçesi olmak üzere üç ebru icazeti aldı. Hocalarının vefatı ile kendi atölyesini kuran Fuat Başar, bu tarihten itibaren profesyonel ebrucu ve hattat olarak hayatını sürdürmektedir. Günümüzde Türkiye'nin her bir köşesinde icazetli talebeleri ebru ve hat sanatını öğretmektedir.

Dünya çapında birçok hattat ve ebru ustası yetiştiren sanatçı, 350'nin üzerinde kişisel ve karma sergiye iştirak etti. Uluslar arası birçok sanat faaliyetine katıldı. Amerika, Almanya, Japonya, Malezya ve diğer birçok ülkede ebru sanatı tanıtımında bulundu. Yıldız Teknik Üniversitesinde ebru fizikokimyası konusunda çalışmalarda bulundu. Ebru konusunda yayınlanmış kitabı ve birçok makalesi vardır. Çok sayıda radyo ve televizyon programına katılan, yerli ve yabancı belgeselleri, röportajları, çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları olan Fuat Başar, birçok kitabın hazırlanmasına da katkıda bulunmuştur.

Eserleri dünyanın birçok müzesinde, yurt içi ve dışındaki koleksiyonerlerde bulunmaktadır. Japon İmparatoru, Malezya başkanı, Suudi Arabistan Kralı Faysal başta olmak üzere, birçok devlet başkanı ve bakanın da tuğralarını çekmiştir."

Detaylar
Lot: 30 » Hat

FUAD BAŞAR

"Karalama", imzalı, hicri 1410 / miladi 1990 tarihli, 40x45 cm

"7 Mart 1953 senesinde Erzurum'da doğdu. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni okudu. 1977 yılında ebru sanatına olan ilgi ve merakıyla Mustafa Düzgünman'a mektup yazarak ebru çalışmalarına başladı. Aynı dönemde Hamit Aytaç ile de mektuplaşarak hocadan Hat dersi almaya başladı. 1980 senesinde sanat aşkını tıp öğrenimine tercih etti ve hocalarından feyz alabilmek için İstanbul'a geldi.

1980 senesinin 10 Eylül'ünde Hamit Aytaç Hoca'dan hat icazeti aldı. İcazet almasına rağmen vefatına kadar hocasının dizinin dibinden ayrılmadı. 1989 yılının 10 Eylü'ünde ise büyük ebru ustası Mustafa Düzgünman'dan, biri Osmanlı Türkçesi olmak üzere üç ebru icazeti aldı. Hocalarının vefatı ile kendi atölyesini kuran Fuat Başar, bu tarihten itibaren profesyonel ebrucu ve hattat olarak hayatını sürdürmektedir. Günümüzde Türkiye'nin her bir köşesinde icazetli talebeleri ebru ve hat sanatını öğretmektedir.

Dünya çapında birçok hattat ve ebru ustası yetiştiren sanatçı, 350'nin üzerinde kişisel ve karma sergiye iştirak etti. Uluslar arası birçok sanat faaliyetine katıldı. Amerika, Almanya, Japonya, Malezya ve diğer birçok ülkede ebru sanatı tanıtımında bulundu. Yıldız Teknik Üniversitesinde ebru fizikokimyası konusunda çalışmalarda bulundu. Ebru konusunda yayınlanmış kitabı ve birçok makalesi vardır. Çok sayıda radyo ve televizyon programına katılan, yerli ve yabancı belgeselleri, röportajları, çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları olan Fuat Başar, birçok kitabın hazırlanmasına da katkıda bulunmuştur.

Eserleri dünyanın birçok müzesinde, yurt içi ve dışındaki koleksiyonerlerde bulunmaktadır. Japon İmparatoru, Malezya başkanı, Suudi Arabistan Kralı Faysal başta olmak üzere, birçok devlet başkanı ve bakanın da tuğralarını çekmiştir."

Detaylar
Lot: 51 » Hat

MEHMED RAŞİD EYYÜBİ (1816-1893)

Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. Hicri 1285 / Miladi 1869 tarihli. 30x30 cm.

"Hattat Hüseyin Şâkir Efendi’nin oğlu olarak H.1231/M. 1816 yılında Eyüp’te doğdu. Tam ismi Mehmed Râşid olmakla beraber, “Eyyûbî Râşid” nâmı ile tanınır. Küçük yaşta hıfzını ikmâl ettiği gibi, Kebecizâde Mehmed Vasfî Efendi’den sülüs ve nesih meşkederek, H. 1242/M. 1827 yılında, henüz onbir yaşında olduğu hâlde icâzet almıştır. 

Eğitimini tamamladıktan sonra Hâlid bin Zeyd Hazretleri’ne türbedâr olmuş, ayrıca Nakş-ı Dil Vâlide Sultan’ın Eyüp’teki mektebinin yazı hocalığı da, Hâkkâkzâde Mustafa Hilmî Efendi’den sonra ona tevcih olunmuştur. H. 1297/M. 1879-1880 senesinden sonra vefât etmiş ve Eyüp Sultan Türbesi’nin arka tarafındaki hazîreye defnedilmiştir." (Kaynak: ketebe.org)

Detaylar
Lot: 54 » Hat

ÇIRÇIRLI ALİ (Ö.1902)

Celi Sülüs İstif, imzalı, "Allah'ı hamd ederek O'nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim, yüce azamet sahibi Allah'ı tenzih ederim" Ebat: 25*45 cm. Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek, mükemmel kondüsyonda ve müzelik bir eseridir.

"Hüsn-i hattı Şefîk Bey’den meşketmiş ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de istifade ile celi sülüste zamanın önde gelenlei aasına girmiştir. Bilhassa oluşturduğu terkib ve tertiblerle dikkati çeken Çırçırlı Alî Efendi’nin “Rabbiyessir” istifini gören Kazasker Efendi’nin, hocası nezdinde onu övüp takdir ettiği dahi nakledilmektedir.
Öte yandan onunla anlaşamayan Sâmî Efendi dahi, hüsn-i hattaki kudretini itiraf etmekten çekinmemiş, bir gün çırağı Hatib Ömer Vasfî Efendi ile birlikte Saraçhâne’deki cami’in önünden geçerken, kapı üzerindeki yazısını işaret ederek: “Herif ustadır. Hele şu yazıya bak. Sakın bir şeyine itiraz etme. O, senin gibi ikide bir yalayub yazanlardan değildir.” demiştir. "
  (Kaynak: ketebe.org )

Detaylar
Lot: 55 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta,32x40 cm, imzalı, İsmail Zühdi'den naklen yazılı, hicri 1367 / m.1947 tarihli Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek, muhteşem kondüsyonda koleksiyonluk bir eseridir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 56 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta, imzalı, 34x42 cm, Hadis-i Şerif yazılı.Meşhur Hattat Mehmed Ataullah’tan naklen yazılmıştır.Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek, muhteşem kondüsyonda koleksiyonluk bir eseridir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 58 » Hat

AHMED HIFZİ EFENDİ (ö.1767)

Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. Hicri 1171 / Miladi 1757 tarihli.
19x30 cm. Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek , nadir , koleksiyonluk bir eseridir.

"Hz. Ömer’in naklettiğine göre, Hz. Peygamber ve ashabı bir gazve dönüşünde şöyle bir olaya şahit olmuşlardır: Allah Resûlü’nün huzuruna bir gazvenin ardından bir grup esir getirilmişti. Bu esirler arasında bir de kadın vardı. Bu kadıncağız, telaşla diğer esirler arasında kaybettiği yavrusunu aramaktaydı. Derken kendi çocuğunu buldu ve onu kucaklayıp göğsüne bastırdıktan sonra emzirmeye başladı. Bu tablo karşısında Allah Resûlü, yanında bulunanlara “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına inanır mısınız?” şeklinde bir soru yöneltti.
Oradakiler, ‘Hayır!’ cevabını verdi. Bunun üzerine Rahmet Peygamberi, Rabbimizin kullarına olan rahmetinin genişliğini anlatmak için O’nun kullarına olan rahmetiyle annenin yavrusuna olan rahmetini şöyle bir benzetmeyle dile getirdi: “Bilin ki, Allah’ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkat ve merhametinden daha fazladır.”

"Türk hat san‘atında daha ziyâde İsmail Zühdi Efendi'nin hocası olarak iştihâr etmiş olan Ahmed Hıfzî Efendi’nin terceme-i hâline dâ’ir ma’lûmâtımız mahdûddur. Moralı Mehmed Efendi’nin oğlu olduğu bilinmekteyse de, doğum yeri ve tarihi hakkında bir bilgi yoktur. Muhtemelen Mora’da dünyaya gelmiş ve ibtida’î tahsîlini memleketinde ikmâl eylemiş idi.

Daha sonra medrese tahsîli için İstanbul’a gittiği, bu eyyâmda hüsn-i hatta heves ederek evvelâ Hasırcılar İmâmı Mustafa Efendi’den ve bilâhare Eğrikapılı Mehmed Rasim Efendi'den sülüs ve nesih meşkedib icâzet aldığı bilinmektedir. Hüsn-i hattaki fevkalade kabiliyeti ile hocasının üslûbuna hakkıyla vâkıf olduğundan, teveccühüne de nâ’il olan Ahmed Hıfzî Efendi, son zamanlarında, hocasının bazı öğrencilerine yazı meşketmekle dahi görevlendirilmişti.

Günümüze intikal edebilen âsârından, aklâm-ı sittede Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi’nin teveccühüne bî-hakkın lâyık olduğunu ispât eyleyen Ahmed Hıfzî Efendi’nin, en azından bir mektebin hüsn-i hat mu’allimliğini der-uhde ettiği muhakkak olmakla beraber, kaynaklarda buna ilişkin bir bilgi, ne yazıkki mukayyed değildir.

 

Her halde mâ’işetini hüsn-i hattan çıkaran erbâb-ı ma’ariften olup Türk hattatları meyânında kudretli bir mevki elde etmiş olduğu anlaşılan Ahmed Hıfzî Efendi, H. 20 Rebi’ü’l-ahir 1181/M. 15 Eylül 1767 tarihindeki vefâtını takiben Eğrikapı’da hocasının yanına defnedilmiş ve ömrü boyunca meclisinden ayrılmadığı Mehmed Râsim Efendi’ye âhirette de eşlik etme şerefine nâ’il olmuştur.

Bir hayli tilmizi olduğu nakledilen Ahmed Hıfzî Efendi’nin en meşhur öğrencileri, Mustafa Râkım Efendi’nin ağabeyi İsmâ‘il Zühdî Efendi ile Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi’den intikal eden şâkirdân zümresinden olan Abdülkadir Hamdî Efendi’dir. Bunların hâricinde Rûznâmeci Süleyman Hikmetî Efendi, Mehmed Emîn Efendi ve Kadı Müfid Efendi’nin de ondan mücâz olduğu bilinmektedir. " (Kaynak: İsmail Orman makalesinden alıntıdır.)

Detaylar
Lot: 59 » Hat

ŞEKERZÂDE SEYYİD MEHMED. (ö.1753)

Sülüs Karalama. İmzalı. 27x35 cm. Meşhur hattatın nadir ve sanat kalitesi yüksek , müzelik bir eseridir.

"Manisa’da şekerci esnafında Abdurrahmân Efendi’nin oğlu olarak doğdu. Babasına nisbetle “Şekercizâde” nâmı ile meşhur olmakla beraber eserlerine “Şekerzâde” ismiyle ketebe koymuş olduğundan, hattatlar arasında künyeyle anılmaktadır. Tahsîlini memletinde tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek medrese eğitimine başladı. Bu esnâda hüsn-i hatta alâka duyarak İbrahim Kırımî’den aklâm-ı sitte meşketti. Bilâhare tekemmül için Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını yeni baştan yazarak icâzetine nâil oldu. 

"Hüsn-i hatta ve bilhassa hatt-ı nesihte gösterdiği mahâret ve eslâfın eserlerinden ilhâm alarak geliştirdiği şive ile kısa zamanda fevkalade bir mertebeye ulaşarak, zamanın sanat çevrelerinde büyük takdir ve alaka görmeye başladı. Nitekim Sultan 3. Ahmed'in dikkatini çekmekle, Şeyh Hamdullah’ın yazıp Ravza-i Mutahhara’ya hediye ettiği Kur’an-ı Kerîm’i istinsâh etmekle görevlendirildi. 1729 yılında Surre-i Hümâyun ile kutsal topraklara giderek Hac vazifesini ifâ ettikten sonra Medine’de kalarak vazîfesini yerine getirdi.

 

Sanat yaşamı boyunca çok sayıda mushâf, murakka’ ve kıt‘a yazmış olup günümüze intikal edebilmiş olanlar, hâlen dünyanın ve Türkiye’nin önemli müze ve koleksiyonlarını süslemektedir. Bilhassa hatt-ı nesihte fevkalade kudretli bir ele sahip idi. Nitekim İkbâline vesile olan Şeyh Hamdullah'ı takliden yazdığı Kur’an-ı Kerîm, Osmanlı tarihinin matba’ada basılan ilk  mushâf-ı şerifi olmuş ve üst düzey devlet adamlarına hediye edilmek üzere Sultan Abdülazîz’in emriyle, H. 1291/M. 1874 yılında Matba’a-i Osmaniye’de taşbasma olarak âharlı kâğıda basılmıştır. " (Kaynak: KETEBE.ORG)

Detaylar
Lot: 61 » Hat

ÇAVUŞZADE SEYYİD ALİ EFENDİ (ö.1728)

Sülüs Nesih Kıta. Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler yazılı. 32x40 cm. Ketebeli. Hicri 1119 / Miladi 1707 tarihli.
Ayet: "Başarı Allah'tandır ve O en iyi dosttur" .
Altta nesih satırlarda hadis-i şerif yazılı.
"Birinin şerrinden sakınmak için Allahın adı ile sakının. Bir şey isteyince Allahtan isteyin. O size istediğinizi nasip eder. Sizi biri davet ederse icabet edin."

Tezhib: Mediha Albayrak.
Nadiriyeti, yazı kalitesi ve yüksek kondüsyonu ile müzelik bir eserdir.

"Nakîbü'l-eşrâf baş-çavuşu Seyyid Ebûbekir Ağa'nın oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Bu münâsebetle "Çavuşzâde" lâkabı ile tanındı. İsmini Ayasofya Cami’nin kürsü şeyhlerinden Abdülahâd Nurî Efendi koyduğu söylenir. Sülüs ve nesihi Büyük Derviş Alî'den meşkederek icâzet aldı. Eğitimini tamamladıktan sonra Dârü’s-sa’ade Ağası Mehmed Ağa'nın Sultânselîm civârında yaptırdığı caminin müezzini olup senelerce hizmetten sonra ser-müezzinliğe terfi etti. Son yıllarında elden ayaktan düşüp geçimini sağlayamaz hâle gelince, ömrü boyunca toplamış olduğu yazıları Kapudân-ı Deryâ Kaymak Mustafa Paşa'ya hediye etmiş, onun himâyesi sayesinde huzur ve rafaha kavuşmuştur. H. 1140/M. 1728 yılında vefât etmiş ve Edirnekapı'daki Emir Buhârî Tekkesi civârına defnedilmiştir. " (Kaynak: ketebe.org)

Detaylar
Lot: 82 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Celi Talik Ayet-i Kerime, imzalı, 35x37 cm, "Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz", Hicri 1422/Miladi 2002 tarihli

"Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 83 » Hat

SALİH ÜSKÜDARİ (Cemşir Hafız - ö.1821)

Sülüs Nesih Kıta. İmzalı. Hicri 1178 / Miladi 1765 tarihli . 34x41 cm.

"Mehmed Sâlih Efendi, kalemindeki güç ve sağlamlık sebebiyle yazıdaki metaneti sert ve dayanıklı şimşir ağacına benzetilerek Çemşîr Hâfız veya Hâfız Çemşîr diye tanındı. Medrese öğrenimiyle beraber Neyzen Akmolla Ömer Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenip icâzet aldı. İstanbul’un Sultanahmet, Salacak ve Erenköy gibi semtlerinde oturdu. Yazıya olan yeteneği ve gayretiyle zamanının hattatları arasında öne çıktı ve kendine has güzel bir şive ortaya koydu. Bu başarısı sebebiyle Enderûn-ı Hümâyun’a hat hocası olarak tayin edildi, burada birçok talebe yetiştirdi. Sayısız kıta, murakka‘ ve cüz yazdı. Sâlih Efendi’nin, nesih hatla 366 mushaf yazdığı bilinmekte ise de Muhsinzâde Abdullah Bey 454. mushafını gördüğünü söylemiştir (Habîb, s. 164). Bunlardan Topkapı Sarayı Müzesi’nde korunan mushafla (Yeniler, nr. 5691) Ekrem Hakkı Ayverdi hat koleksiyonunda mevcut, 1817 yılında yazdığı mushaf dışında günümüze ulaşan mushafına rastlanmamıştır. Şevket Rado özel bir koleksiyonda bir mushafını gördüğünü kaydeder. Ayrıca müze ve özel koleksiyonlarda kıta ve yazı albümü bulunmaktadır. Yenibahçe ve Atmeydanı’nda iki çeşmenin kitâbe yazıları da ona aittir. Sâlih Efendi 1236’da (1820-21) mushaf yazarken vefat etti. (Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi)"

Detaylar
Lot: 87 » Hat

ALİ MISRİ (ö.1828)

Sülüs Nesih Kıta. "Subhaneke Duası ve Hurufat Meşki" .Ketebeli. 44x41 cm.

Mısır'da doğmuşsa da, milliyeti hakkında bir bilgi yoktur. Eserlerine “Aliyyü'l-mısrî” künyesiyle ketebe koyduğundan hattatlar arasında Alî Mısrî’nin nesebi ve İstanbul’a ne zaman gittiği bilinmemektedir. İstanbul'da medrese eğitimini tamamladıktan sonra müderris olup Fâtih Cami’nde hadîs-i şerîf tedrîsine memur edilmiştir. İbnülemin’in “hattâtînin fudalâsından” olduğunu naklettiği Alî Mısrî, mezartaşındaki ifâdelere nazarân meşâyihten olduğu anlaşılmaktaysa da, hangi tarikata mensup olduğu bilinmez. Zamanının reisü’l-hattâtîni iken H. 15 Ramazân 1243/M. 1 Nisan 1828 tarihinde vefât ederek, Zeyrek’te Atpazarı Caddesi’ni Çırçır Caddesi’ne bağlayan kavşağın sağ kolundaki kabristana defnedilmiştir.

Detaylar
Lot: 101 » Hat

CEVAD HURAN (d.1977)

Sülüs Besmele. İmzalı. Hicri 1426 / Miladi 2006 tarihli. 20x35 cm.

1977’de İran’da doğdu.1998-2002’de İran’da hattat Hakim GANNAM’ın yanında Sülüs çalışmalarına başladı.Daha sonra Hattat Mehmed ÖZÇAY’ın yanında hat çalışmak üzere Istanbul’a geldi.Sülüs meşklerini bir yılda tamamladı ve Hattat Muhammed ÖZÇAY’ın yanında Celi Sülüs eğitimi görmeye devam etti.2005 Kasım ayında İRCİCA’da yapılan İcazet töreninde Hattat Mehmed ÖZÇAY’dan Sülüs icazetini aldı.Halen İstanbul’da hat çalışmalarına devam etmektedir.

ÖDÜLLER:

1-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

2-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Celi Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

3-2005 Antik A.Ş Hilye-i Şerife yarışması Celi-Sülüs,Sülüs-Nesih dalında 1.’lik ödülü.

4-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması özel ödülü.

5-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması Sülüs dalında 2.’lik ödülü.

6-2012 İstanbul Uluslar arası 1. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü.

7-2015 İstanbul Uluslar arası 2. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü.

Detaylar
Lot: 104 » Hat

AHMED MUHTAR EFENDİ (1742-1796)

"Maşaallahlı Sülüs Karalama". İmzalı. 18.yüzyıl. 20x28 cm.

"Halil Efendi'nin oğlu olarak Gördes'te doğdu. Tahsilini memleketinde tamamladıktan sonra İstanbul'a giderek medreseye girdi. Medrese eğitimi esnasında Hüseyin Hablî'den sülüs ve nesih meşkederek icazet aldı. Eğitimini tamamladıktan sonra Ayasofya Cami'nde derse çıkmaya başladı. Haftanın bir günü de talebeye hat dersleri verirdi. Tuhfe-i Hattatin'in telif edildiği H. 1202/M. 1786-1787 yılında hayatta olduğu bilinmekteyse de, tam vefat tarihi ve medfeni tespit edilememiştir. H. 1155 tarihli Kur'an-ı Kerim'i görülmüş olan hattatın daha ziyade mushaf yazımı ile ilgilendiği sanılmaktadır."

Detaylar
Lot: 107 » Hat

AHMED REFET EFENDİ (ö.1949)

Sülüs Nesih Kıta, imzalı, Hicri 1356 / Miladi 1938 tarihli, 22x30 cm

esulullah (s.a.v.) buyurdular ki: Her kim inanarak ve karşılını Allah’tan (c.c.) bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. Beş vakit namazı kılar, Ramazan orucunu tutar, mallarının zekatını verir, emirlerinize itaat ederseniz Rabbinizin cennetine girersiniz. Nebi (a.s.) buyurdu: Ne varlıklı kişi için ne de kuvvetli ve sağlam kişi için sadaka helal değildir, kendine yetecek kadar malı, çalışmak için gücü kuvveti yerinde olana da sadaka helal değildir. Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: Üç kişi dışında vefat eden ademoğlunun ameli kesilir. Sadaka-i cariye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat .

Detaylar
Lot: 108 » Hat

MEHMED HİLMİ EFENDİ (1822-1900)

Sülüs Nesih Kıta. İmzalı. Hadis-i Şerifler yazılı. 15x21 cm .

"Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Üç kişinin namazı makbul değildir: Kavminin sevmediği kişinin öne geçmesi, Namaz vakti çıktıktan sonra namaz kılmaya gelen, köle iken hür gibi davranan. Ve Nebi (a.s.) buyurdu. Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine tabi olursanız hidayete erersiniz."

“Küçük Efendi” nâmıyla anılan Abdülazîz Efendi’nin oğlu olarak 1822'de Ermenâk’ta doğdu. Babasına nisbetle “Küçük Efendizâde” künyesiyle tanınırdı. Eğitimini tamamladıktan sonra 1838'de İstanbul’a giderek Demirkapı civarındaki Ferhâd Paşa Medresesi’ne girdi. Bu esnâda hüsn-i hatta hevesle Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den sülüs ve nesih dersleri almaya başladı. İcazetini aldıktan sonra da hocasından bir hayli istifâde etti. 

Eğitimini tamamladıktan sonra kadı olarak Siroz, Burgos ve Karaferye’de görev yaptıktan sonra 1862’de İstanbul’a dönerek Meşihât Da’iresi’ne girdi. Nakibü’l-eşrâf olduğu eyyâmda Kazasker Efendi’nin kitâbet hizmetinde bulundu. Hocasının ayrılmasından sonra da uzun müddet bu görevde kaldığı için hattatlar arasında “nakîbü’l-eşrâf kâtibi” lâkabıyla şöhret buldu. 

İlâve olarak tayin edildiği Şehzâde Mekteb-i Rüşdîsi hüsn-i hat muallimliğini 1888 yılındaki emekliliğine değin sürdürdü. Bilâhare Sütlüce ve Dâvudpaşa mekteb-i rüşdîlerinin sülüs muallimliğini de uhdesine aldı. 1890’da Meclis-i İdâre-i Emvâl-i Eytâm-ı İlmiyye âzalığına tayin edildi. 1892’de de Bâyezid İnâs Rüşdîsi’nin sülüs muallimliğine getirildi. İlmî rütbesi musûlâ-i Süleymâniyye’den Edirne Müderrisliği’ne yükseltilmiş iken H. 18 Cum‘ade’l-âhire 1318/M. 14 Aralık 1900 tarihinde, Saraçhâne’de Belediye Binası yakınındaki evinde vefât etti.

Detaylar
Lot: 112 » Hat

AHMED ŞÜKRİ EFENDİ (Bakkal Arif talebesi)

Sülüs Nesih yazıyla tesbihat. İmzalı. 18x16 cm.

Ahmed Şükri Efendi hüngar çavuşlarındandır.Terceme-i hali ve vefat tarihi malum olmayan hattatımızın bilinen eserlerinden güzel yazdığı anlaşılmaktadır.Çok nadir çıkan kıtalarından birinin ketebesinde Bakkal Arif'in talebesi olduğunu belirtmektedir."

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 1
sonraki