• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

18. Koleksiyonluk Resim ve Hat Müzayedesi

18. Online Müzayede'de yer alan tüm eserler kurumumuz güvencesinde olup, resim ekspertizleri Yüksek Ressam / Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından yapılmıştır.

18. Online Müzayede 24 Nisan PAZAR günü saat 17:00'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir.  Her lotun ekranda kalma süresi 25 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.

Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 10 (on) iş günüdür. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir.Aksi halde hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler, eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +905321715331 numaralı telefondan bilgi alabilir, Hüsrev Gerede Caddesi no: 52/2 Teşvikiye'deki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

  • Kategori: Hat
Lot: 46 » Hat

HATTAT FERİD BEY (1857-1930)

Sülüs Levha. 55x51 cm. Ketebeli."Allahım. Senin isyankar kulun sana geldi. Günahlarını ikrar ediyor ve affetmen için sana yalvarıyor. Eğer affedersen bu senin fazlındandır." manalı İbrahim bin Edhem Hazretleri'nin duası yazılı.

Dîvân-ı Hümâyûn Mühimme Odası hulefâsından ve Târikat-ı Şa’bâniyye meşâyihinden Alî Necîb Efendi’nin oğlu olarak H. 1274/M. 1857’de İstanbul’da doğdu. Tam ismi Mustafa Ferîd’dir. Sıbyân mektebinde okuduktan sonra Arapça ve Farsça öğrendi. H. 1287/M. 1871’de Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne girdi. Bir müddet sonra Mühimme Odası’na nakil ve H. 1303/M. 1886’da rütbe-i mütemâyiz ile nâme-nüvisliğe terfi etti.

Daha sonra sırasıyla Mühimme Kalemi Baş-kâtib muavinliğinde, Evâmir Kalemi mümeyyizliğinde ve bilahâre müdürlüğünde bulundu. Son olarak ûlâ sınıf-ı sânîsi rütbesi ile Dîvân-ı Hümâyûn Mühimme Kalemi Müdürlüğü’ne tayin olunduysa da, Meşrutiyet’in ilanından sonraki tensîkatta kadro harici bırakılınca emekliye ayrıldı. 1930 senesi civarında vefât etmiş olduğu sanılmakla birlikte medfeni hakkında bir bilgi yoktur.    

Şevkî Efendi’den sülüs, nesih ve icâze yazılarını meşketmiş olan Ferîd Bey, Dîvân-ı Hümâyûn’da bulunduğu esnâda Sâmî Efendi’den de tuğra, dîvânî ve celî dîvânî öğrendi. Daha ziyâde fermân, berât ve menşur gibi resmî yazılarıyla uğraştığı gibi 1914 yılında açılan Medresetü’l-hattâtîn’de de bir müddet divânî ve celî-dîvânî muallimliği yaptı. Öte yandan celî sülüs istifleri de son derece başarılıdır. Ancak hattatlığı meslek olarak görmediğinden kudretiyle orantılı bir şöhrete ulaşamamıştır.Ferid Bey'in yazılarına çok nadiren rastlanmakta olup, hüsn-i hattaki en başarılı talebesi Mustafa Halim Özyazıcı'dır.

Detaylar
Lot: 47 » Hat

DERVİŞ ALİ (ö.1673)

Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. "Ameller ancak niyetlere göredir" hadis-i şerifi yazılı. 22x30 cm. *Nadiriyeti, kondüsyonu ve sanat kalitesi ile koleksiyonluk bir eserdir.

"Kendisinden sonra yaşayan ve aynı adı taşıyan iki hattattan ayırt edilmek için “Büyük”, “Birinci” veya “Mâruf” lakaplarıyla anılır. İstanbul’da doğdu. Yeniçeri ağası Kara Hasan oğlu Hüseyin Ağa’nın mânevî evlâdı veya kölesi olup onun yanında yetişmiş, gençliğinde karakullukçuluk vazifesinde de bulunmuştur. Aklâm-ı sitteyi Hâlid Erzurûmî’den öğrenmiş ve Şükrullah Halîfe, Pîr Mehmed b. Şükrullah, Hasan Üsküdârî, Hâlid Erzurûmî silsilesiyle kendisine kadar gelen Şeyh Hamdullah üslûbunu unutulmak üzere iken yeniden ihya etmiştir. Bu sebeple Derviş Ali’ye “şeyh-i sânî” veya “vâzıu’l-aslı’s-sânî” unvanları da verilmiştir. Tezhipleri ekseriya Sürâhî Mustafa adlı müzehhip tarafından yapılmış kırktan fazla mushaf (kırk beşinci mushafı 1064/1654 tarihini taşımaktadır), çok sayıda en‘âm, evrâd, kıta ve murakka‘ yazan Derviş Ali Ramazan 1084’te (Aralık 1673) hayli yaşlı olarak vefat etti. Defnedildiği Topkapı Mezarlığı’nda bugün mevcut olmayan kabir kitâbesindeki ifadeden, onun devrinin yaygın sporu okçulukla da uğraştığı anlaşılmaktadır. Yetiştirdiği pek çok hattat arasında Ağakapılı İsmâil ve Suyolcuzâde Mustafa efendiler önde gelenleridir. Derviş Ali Hâfız Osman’ın da ilk hocası olup yaşlılığı sebebiyle bu kabiliyetli gençle gerektiği gibi meşgul olamayınca onu Suyolcuzâde’ye göndermiştir.

Talebelerinden olan Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın, sadrazamlığı sırasında Derviş Ali’nin kendisini ziyaretinde hocasını şeyhülislâmların karşılandığı noktadan karşılayıp elini öperek ona protokol üstü saygı gösterdiği ve makamında yanına oturttuğu kaynaklarda zikredilir."

Detaylar
Lot: 48 » Hat

İMÂD EL-HASENÎ (1553-1616)

Talik Kıta. 27 x 22 cm. Ketebeli. Nakşibendî tarikatına mensup İranlı âlim ve şair Abdurrahmân Câmî (ö.1494)'den Farsça şiir yazılı. * Talik hattın en büyük üstadı İmad'ın çok nadir, sanat kalitesi yüksek , seçkin eserlerindendir.

"Kaynaklarda, kendisi gibi usta bir hattat olan Ali Rızâ-yi Abbâsî’nin etkisiyle şahın İmâd’dan giderek uzaklaştığı, geceleri yazı yazarken elinde şamdan tutarak Ali Rızâ’ya yardımcı olmasının İmâd’ı gücendirdiği nakledilmektedir. Bu dönemde yazdığı şiirlerle şaha ve etrafındakilere serzenişte bulunan İmâd’ın zamanla şahla arası açıldı. Şahın İmâd’dan Şâhnâme’yi istinsah etmesini istediği, İmâd’ın bu emre karşı lâkayt davranmasının şahı rencide ettiği de rivayet edilmektedir. Uzunca bir süre devam eden bu sürtüşmeler nihayet İmâd’ın öldürülmesiyle son buldu.

İmâd’ın cenazesi şahın emriyle yapılan büyük bir törenle kaldırıldı. Ölümü İran, Hint ve Osmanlı ülkesinde üzüntüye sebep oldu. Bâbürlü Hükümdarı Cihangir’in, İmâd’ın katli münasebetiyle tertip ettiği dinî bir toplantıda, “Eğer İmâd’ı bana diri olarak verselerdi ağırlığınca mücevher verirdim” dediği rivayet edilir.

İmâd yazılarında önceleri Mîr Ali Herevî’yi taklit etti. Onu taklit ederek yazdığı, halen Tahran’da Kitâbhâne-i Saltanatî’de bulunan Münâcât-ı Emîrü’l-Mü’minîn Alî İbn Ebî-Tâlib adlı eser bu tesiri açık şekilde ortaya koymaktadır. Tebriz’e gittikten sonra Baba Şah’ın kıtalarından istifade ederek sanatını ilerleten İmâd, 1014 (1605) yılından itibaren Mîr Ali Herevî’nin yazılarındaki istikrar ve sağlamlıkla Baba Şah’ın yazılarındaki tatlılık ve yumuşaklığı birleştirip kendi üslûbunu ortaya koydu. 

İmâd’dan sonra hiçbir hattat onun harflerin en, boy, çanak, küp, keşîde ve bağlantılarında, satır anlayışında ortaya koyduğu kurallara yeni bir şey ilâve edememiştir. Kaçarlar’dan Nâsırüddin Şah zamanında yaşamış olan Muhammed Rızâ Kelhûr keşîdeleri kısaltmak, dal, râ ve “vav”ları küçük ve harflerin gövdelerini kalın yazmak suretiyle bir değişiklik yapmış ve bu değişiklik bir yenilik gibi görülmüşse de bu üslûp yaygın kabul görmemiştir. Bugün bazıları bu üslûbu celî nesta‘likte kullanmakla beraber genellikle İran’da İmâd’ın üslûbu tercih edilmektedir." (Ali Alparslan / Diyanet İslam Ansiklopedisi, 22, s. 171)

 

 
Detaylar
Lot: 49 » Hat

ŞEYH HAMDULLAH (1429-1520)

Sülüs Nesih Kıta.20x25 cm. Ketebeli. "Gösteriş amaçlı yapılan amelin beyhudeliği, insanlara zulmedip onların hakkına girenlerin durumu ve kişinin arkadaşlarıyla alay etmemesi gerektiğiyle ilgili hadis-i şerif rivayeti yazılı.

*Osmanlı hat ekolünün kurucusu ünlü hattatımızın meşhur yazılarından olup yazı kalitesi ve nadiriyeti ile müzelik bir eserdir.

Osmanlı hat sanatının kurucusu, Fatih Sultan Mehmed ve Sultan II. Bayezid dönemlerinin büyük hattatı : Şeyh Hamdullah

Şeyh Hamdullah, Amasyalı Sarıkadızâdeler ailesinden Sühreverdiyye şeyhi Mustafa Dede’nin oğludur. Babası, Buhara’dan Amasya’ya göç etmiştir. Selçuklu döneminde ve Osmanlı’nın fetih yıllarında, Herat, Horasan ve Semerkand gibi kültür merkezlerinden göç eden şair, hattat, nakkaş ve ulema Konya, Kayseri, Sivas ve Amasya gibi şehirlerde toplanmıştı. Hamdullah, böylece hat sanatının merkezi haline gelmiş Amasya’da, Hayreddin Mar‘aşî’den meşk ederek aklâm-ı sitte’den icâzet aldı. Muhtemelen babası Şeyh Mustafa Dede’nin sohbet meclislerinde Şehzade Bayezid ile tanıştı. Bayezid, kendisine hat hocası tayin ettiği Hamdullah’dan icâzet aldı.

Daha Amasya’da iken tanınmaya başlayan Şeyh Hamdullah, bu yıllarda Fatih Sultan Mehmed’in hususi kütüphanesi için bazı eserler istinsah etti. 
Hattat, kardeşi Cem Sultan ile yaşadığı taht mücadelesinin ardından 1481’de tahta çıkan II. Bayezid’in daveti üzerine ailesiyle birlikte İstanbul’a gitti. En güzel eserlerini sarayda görevlendirildikten sonra vermeye başladı. Bundan sonra eserlerinin ketebesinde “kâtibü’s-sultân Bâyezîd Han” unvanını kullandı.

Şeyh Hamdullah, 1512’de Sultan II. Bayezid’in tahttan feragat etmesi ve tahta oğlu I. Selim’in geçmesinin ardından inzivaya çekildi. Sultan I. Selim dönemini evinde ibadet ederek ve talebelerinin ziyaretini kabul ederek geçirdi. Babası I. Selim’in ardından 1520’de tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyh Hamdullah’ı saraya davet ederek hürmet gösterdiği ve kendisi için bir mushaf yazmasını istediği, ancak hattatın yaşını ileri sürerek, yerine Muhyiddin Amâsî’yi tavsiye ettiği, bunun üzerine Kanuni’nin ona bir samur kürk giydirip hayır duasını aldığı bilinmektedir.

Şeyh Hamdullah’ın bu hadiseden birkaç ay sonra vefat ettiğini söyleyen Müstakimzâde, hattatın ölümüne şu beyti tarih düşürmüştür: “Şeyh Hamdullāh olup küttâba kıble pîr-i hat / Rihletinde dil dedi târîhini dayf-i ilâh” (926/1520). Dünyevi sıfat ve mevkilere iltifat etmeyen Şeyh Hamdullah, mezar taşına isminin yazılmasını istememiştir. Mezar taşı kitâbesi, daha sonra Sultan II. Mustafa’nın saray hattatı Şâhin Ağa (öl. 1701) tarafından yazılmıştır. 
"

Detaylar
Lot: 50 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Talik Hat ile Yahya Kemal'in Çubuklu Gazeli yazılı. Ketebeli. Tezhib: Muhsin Demironat(1907-1983), imzalı ve tarihli. 39 x 27 cm. Hicri 1369 /M.1949 tarihli. * Yazı kalitesi, tezyinatı , içeriği ve kondüsyonu ile müzelik bir eserdir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

 

 
Detaylar
Lot: 51 » Hat

DELİ OSMAN (ö.1806)

Sülüs Nesih Kıta. 30 x 38 cm.Ketebeli. Hadis-i Şerifler yazılı. Sülüs yazıda "Kıyametin ne zaman kopacağını yalnızca Allah bilir" , nesih yazılarda da namaza gönülsüz olanların ve namazı sürekli geciktirenlerin namazlarının kabul olmayacağı yazılı.Son satırda ise Peygamber'in sıkça dile getirdiği "Allahım kalbime, kulağıma nur ver" duası yazmaktadır.

Boylu-boslu, kavî heykel ve dürüst-endâm bir zât olduğu menkûl olup bazı hâllerinden dolayı hattâtîn meyânında “deli” lâkabıyla yâd olunduğu bilinmektedir.

Mustafa Râkım Efendi öncesinin kudretli hattatlarından biri olan Seyyid Osman Efendi, Hüsn-i hattaki asıl üstâdı olan kayınpederine olan saygısını, âsârına “Âfîf dâmadı” künyesiyle ketebe koyarak göstermiş olan Seyyid Osman Efendi’nin, Sultan Selîm Hân-ı Sâlis’in emriyle yazdığı sancak mushâf-ı şerîfine mükâfâten bir kıt’a çelenge nâ’il olduğunu Hat ü Hattatân mü’ellifi nakletmektedir. 

Sülüs ve nesihte kudretli bir hattat olduğu anlaşılan Seyyid Osman Efendi’nin Karaca Ahmed Türbesi’nde H. 1218/M. 1803-1804 tarihli celî sülüs levhâsı(Env. no: 11) bulunmaktadır. Ayrıca Üsküdar’daki Hacı Selîm Ağa Kütüphânesi’nin giriş kapısı üzerindeki âyet kitabesi de ona aittir. Nesihle istinsâh etmiş olduğu, müzehheb Kasidetü Münfericetü Lehcetü’l-islâm adlı eserini de Şevket Rado görmüş olup Hâfız Osman tarzını ihtiyâr eylemiş olduğunu beyân etmektedir. (Kaynak: İsmail Orman'ın ketebeçorg'daki yazısından aıntıdır)

Detaylar
Lot: 53 » Hat

Prof.Dr. ALİ ALPARSLAN (1922-2006)

Celi Talik İstif ile Ayet-i Kerime, imzalı, "Yardım Allah'tandır ve Fetih yakındır", Hicri 1423/Miladi 2003 tarihli, 45x45 cm

Çevresindeki hemen herkese karşı hoşgörülü ve gönül ehli zarif bir insan olarak tanınmış, kendisinden müstefiz olmak isteyenlere “rızây-ı Bârî” için kapısını her da’im açık tutan çelebi karakterli bir zât idi. 

Türk Dil Kurumu’nun üyesi olup Kadı Burhaneddin Divanı’ndan Seçmeler, Ahmed Paşa, Şeyh Galip, Türk Hattatları gibi eserleri vardır.

Hüsn-i hatta, Haydarpaşa Lisesi’nde okuduğu esnâda gördüğü Kâmil Akdik’in hayatına dâir kitap ile merak sarmış ve Necmeddîn Okyay’dan ta’lik meşketmeye başlamıştır. 1948’de İmâde’l-hasenî’yi taklîden yazdığı kıt‘a ile icâzetnâme aldıktan sonra, eğitim için gittiği İran’da da , İran üslûbunda ta’lik yazı dersleri almıştı.

İbnülemin’in “oldum demeyip olmağa çalışmasını” tavsiye ettiği Ali Alparslan için  Süheyl Ünver’in, “asrımızın Yesârî’si” dediği dahi söylenir. Hâlim Özyazıcı’dan öğrenmiş olduğu dîvânî hattında da zamanın yeganesi idi. 

Gerek evinde ve gerek Akademi’de bir hayli hattat yetiştiren ve IRCICA’nın düzenlediği hüsn-i hat yarışmalarının değişmez jüri üyesi olan Ali Alparslan’ın vefâfı için İsmail Yakıt şu kıt‘ayı kaleme almıştır:
Edebiyât tarihçisi, hattat Alî Alparslan Hoca,

Çok Esmâ’lar yazıp kıldı ismini bu kubbede bâkî

Çıktı yediler söyle yaz târihini Yakût dediler;

Hatt-ı ta’likle çekdi son nefesinde bir hüve’l-bâkî

Detaylar
Lot: 54 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

"Sülüs Karalama". Çift taraflı. Ketebeli. 38 x 29 cm.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

 

 
Detaylar
Lot: 56 » Hat

MEHMED TAHİR EFENDİ (ö.1845)

Celi Sülüs yazı ile 4 satır yatay levha. Ketebeli, 40x50 cm. Nadir bulunur, sanat değeri yüksek , müzelik bir eserdir.


"Gönül yıkmak harâb itmek gibidir Beyt-i Ma'mûr'ı
Velî yapmak hezârân Kâ'be bünyâd itmeden yeğdir
Kul itmek lûtf u ihsân ile kendüye bir âzâdı
Efendim nice yüzbin bende âzâd itmeden yeğdir"

"Seyyid Ahmed Efendi'nin oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Tahsîli ve Mahmud Celâleddîn Efendi’ye ne zaman bağlandığı ve icâzet aldığı hakkında bir bilgi yoktur. Hâkkâkzâde hattı ile muhârrer Tezkîre-i Hattâtîn’de beyân edildiği üzere “celî yazıda üstâdına fâ’ik” olduğundan, şehzâdelik zamanında Sultan Abdülmecîd’e hüsn-i hat dersleri vermiş ve cülûsundan sonra da “mu‘allim-i hatt-ı sultânî” ünvânını elde ettiği gibi, Nur-ı Osmaniye Cami’nin hitabet hizmetine tayin edilmiştir. Bu hal üzere iken H. 1262/M. 1846'da vefat ederek, Eyüp’te, Kırkmerdiven mevki’nde Hâkim Kutbeddîn Mektebi civârına defnedilmiştir. Ancak bugün mezartaşı mevcut değildir.

Hâlen Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan hilye-i sa’adeti gibi, nefis hattıyla muharrer nice âsârı müze ve özel koleksiyonları süsleyen Mehmed Tâhir Efendi’nin Galata’dan Kasımpaşa’ya açılan kapı yakınındaki Kapıüstü Mescidi’nin hutûtunu da yazmış olduğu menkûldür.Sultan Mahmud Hân-ı Sânî Türbesi’ndeki H. 1257/M. 1841 ve özel koleksiyonda bulunan H. 1243/M. 1826 tarihli Kur’an-ı Kerîm’leri ile hatt-ı nesihteki kemâlini de ispât eylemiş olan Mehmed Tâhir Efendi’nin, Sultan Abdülmecîd’in ihsânıyla, son zamanlarında Hac vazîfesini ifâ eyleme şansı bulmuş olduğu nakledilmektedir. " (ketebe.org)

Detaylar
Lot: 57 » Hat

SEYYİD MEHMED HULUSİ (ö.1847)

"Hilye-i Şerife". Ketebeli. Hilye metni etrafında da çeşitli ayet-i kerimeler ve Esma'ül Hüsna'dan isimler yazılı. Orijinal tezhipli. 19.yüzyıl, 37x24 cm. ( Çerçeveli: 52x39 cm)

Hasan Efendi nâmında bir zâtın oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta hıfzını tekmîl ile hâfızlardan oldu. Medrese tahsîli esnâsında Kebecizâde Mehmed Vasfî Efendi’den sülüs ve nesih meşketmeye başladı. Ancak hocasının vefâtı üzerine icâzetini Laz Ömer Vasfî Efendi’den aldı. Bilâhare Çengelköyü Mektebi’ne hüsn-i hat muallimi oldu.
Daha sonra ilâveten Tophâne’deki Pervîz Ağa Cami’nin kayyımlığını da elde eden Seyyid Mehmed Hulûsî Efendi, talim-i talebe ve kitâbetle evkat-güzâr iken Hac fârizasını edâya niyetlenerek, H. 1264/M. 1848 senesinde sefere çıktı. Hac vazîfesini ifâ eyledikten sonra, dönüş yolunda bir müddet konakladığı Mısır’da vefât ederek, orada defnedildi
.

Detaylar
Lot: 58 » Hat

MACİD AYRAL (1891-1961)

Talik Kıta. Yahya Kemal'den rubai yazılı.1902 tarihli. Ketebeli. "Rauf Tuncay , 1952" tezhipli. 29x19 cm. *Yazı kalitesi , nadiriyeti ve kondüsyonu itibarı ile koleksiyonluk bir eserdir.

"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti. 

1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)

Detaylar
Lot: 59 » Hat

MACİD AYRAL (1891-1961)

Celi Sülüs İstif. Ketebeli. 39x55 cm. Hicri 1341 /M. 1922 tarihli. "Cennâti ‘adnin mufettehaten lehumu-l-ebvâb" ayeti yazılı.
(Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır/ Sad:50)

"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti. 

1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)

Detaylar
Lot: 133 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

"En-Nûr". Dörtlü Kompozisyon. 2009 tarihli. 70 x 70 cm. Modern/Kufi-Makıli Hat ile En-Nûr ism-i şerifi yazılı.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 134 » Hat

ŞEKERZÂDE SEYYİD MEHMED EFENDİ (ö.1753)

Sülüs Karalama. İmzalı. 27x35 cm. Meşhur hattatın nadir ve sanat kalitesi yüksek , müzelik bir eseridir. Çerçeveli: 40 x 48 cm.

"Manisa’da şekerci esnafında Abdurrahmân Efendi’nin oğlu olarak doğdu. Babasına nisbetle “Şekercizâde” nâmı ile meşhur olmakla beraber eserlerine “Şekerzâde” ismiyle ketebe koymuş olduğundan, hattatlar arasında künyeyle anılmaktadır. Tahsîlini memletinde tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek medrese eğitimine başladı. Bu esnâda hüsn-i hatta alâka duyarak İbrahim Kırımî’den aklâm-ı sitte meşketti. Bilâhare tekemmül için Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını yeni baştan yazarak icâzetine nâil oldu. 

"Hüsn-i hatta ve bilhassa hatt-ı nesihte gösterdiği mahâret ve eslâfın eserlerinden ilhâm alarak geliştirdiği şive ile kısa zamanda fevkalade bir mertebeye ulaşarak, zamanın sanat çevrelerinde büyük takdir ve alaka görmeye başladı. Nitekim Sultan 3. Ahmed'in dikkatini çekmekle, Şeyh Hamdullah’ın yazıp Ravza-i Mutahhara’ya hediye ettiği Kur’an-ı Kerîm’i istinsâh etmekle görevlendirildi. 1729 yılında Surre-i Hümâyun ile kutsal topraklara giderek Hac vazifesini ifâ ettikten sonra Medine’de kalarak vazîfesini yerine getirdi.

Sanat yaşamı boyunca çok sayıda mushâf, murakka’ ve kıt‘a yazmış olup günümüze intikal edebilmiş olanlar, hâlen dünyanın ve Türkiye’nin önemli müze ve koleksiyonlarını süslemektedir. Bilhassa hatt-ı nesihte fevkalade kudretli bir ele sahip idi. Nitekim İkbâline vesile olan Şeyh Hamdullah'ı takliden yazdığı Kur’an-ı Kerîm, Osmanlı tarihinin matba’ada basılan ilk  mushâf-ı şerifi olmuş ve üst düzey devlet adamlarına hediye edilmek üzere Sultan Abdülazîz’in emriyle, H. 1291/M. 1874 yılında Matba’a-i Osmaniye’de taşbasma olarak âharlı kâğıda basılmıştır. " (Kaynak: KETEBE.ORG)

 

 
Detaylar
Lot: 135 » Hat

ŞAMİZADE ABDULLAH EFENDİ (ö.1788)

Sülüs Nesih Kıta. Hadis-i şerifler yazılı.Ketebeli. 18.yüzyıl , 26x20 cm, “ Ezan ile kamet arasındaki dua reddedilmez , Mümine küfretmek ve onu öldürmek küfürdür “ Eserin koltukları klasik üslupta dış pervazı lacivert zemin üzerine altın halkar tezyinatlıdır.

Türk hat san’atının iştihâr etmemiş hattatlarından biri olan Abdullah Efendi, Mehmed Efendi nâmında bir zâtın oğlu olup Şâm’da doğmuştur. Bu nedenle muhibleri tarafından “Şâmîzâde” künyesiyle yad olunmuştur. İbtidâ’î eğitimini memleketinde ikmâl eyledikten sonra medrese tahsîli için gittiği İstanbul’da hüsn-i hatta gönül vererek, Osmanlı hat san’atının kendine mahsus bir şive oluşturmayı başarabilmiş hattatlarından olan Şekerzade Seyyid Mehmed Efendi'ye müdâvemetle aklâm-ı sitteden mücâz olmuştur.

Tuhfe-i Hattâtîn’de, icâzetini aldıktan sonra Sultân Ahmed Cami civârındaki hânesinde kitâbetle meşgul olduğu ve nice âsâr yâdigâr bıraktıktan sonra, – H. 1202/M. 1787-1788 senesinden evvel – vefât ettiği mukayyed olan Şâmîzâde Abdullah Efendi‘nin vefât tarihi ile medfeni hakkında kesin bir ma’lûmât hâsıl olmamıştır.

Detaylar
Lot: 136 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih "Rabbi Yessir" Duası ve Elifba Meşk. Ketebeli.44x40 cm. 1302 tarihli Hafız Tahsin Hilmi yazısından naklen yazılı. İlk üç satır Sülüs yazı ile Rabbi Yessir duası ve Elifba Meşki. Nesih satırlarda Hz.Ali(ra)'dan güzel sözler yazmaktadır.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

 

 
Detaylar
Lot: 138 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Tuğra formunda "Besmele". İmzalı. Hicri 1418/ Miladi 1997 tarihli. 60x72 cm. ( Çerçeveli: 75 x87 cm) Tezhib: "Emine" imzalı, Hicri 1428/ M.2007 tarihli. Eski dönem. Kondüsyonu, nadiriyeti ve yazı kalitesi itibarı ile koleksiyonluk bir eserdir.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 140 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

"Muhammed Aleyhisselam". Modern Hat. Ketebeli.2008 tarihli. 50 x 70 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 141 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

"Ya Malikel Mülk" (Ey Mülkün Sahibi). Ketebeli. 2005 tarihli. 35 x 61 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 142 » Hat

HASAN TAHSİN EFENDİ (1851-1914)

Nesih hat ile Naat-ı Şerif yazılı. Ketebeli. 51x45 cm

"Makam-ı mülteca Ahmed Muhammed Mustafa'dır bu 
Zehi nur-i hüda Ahmed Muhammed Mustafa'dır bu 
Medine hakine yüz sür şefaat şefkat istersen 
Resul-i Kibriya Ahmed Muhammed Mustafa'dır bu.."

Tokat’taki Meydan Cami’nin imâmı Osmân Efendi’nin oğlu olarak H. 1267/M 1851’de orada doğdu. Çocuk yaşta İstanbul’a giderek medreseye girdi. Kayserili Derviş Alî Rızâ Efendi’den Bayezid Cami’ndeki dersinden icâzet aldı. Reisü’l-hattatîn Muhsinzâde Abdullah Bey’den de sülüs ve nesih meşketti. İcazetini aldıktan sonra Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de istifâde etti.

H. 1286/M. 1869-1870’te Âli Paşa’nın himmetiyle yenilenen Mercan’daki Ya’kub Ağa Cami’ne imâm ve hatib tayin edildi. Kütüphâne-i Umûmî’nin açılışında hâfız-ı kütûblüğe getirildi. Ara ara rüşdi mekteblerde Arapça ve hüsn-i hat muallimliği yaptı. Son zamanlarında sağ tarafına felç geldiyse de, daha sonra iyileşti. Ancak bu kez bunama belirtileri baş gösterdi. Nihayet H. 5 Safer 1332/M. 3 Ocak 1914’de vefât etdi. Eyüp Bahâriyesi’nde medfun bulunan kızının yanına defnedildi. 

Detaylar
Lot: 146 » Hat

CEVAD HURAN

Celi Sülüs İstif."Allah bütün işlerinizde yardımcınızdır". Ketebeli. 52 x 52 cm. Hicri 1426/m. 2005 tarihli.

"1977’de İran’da doğdu.1998-2002’de İran’da hattat Hakim GANNAM’ın yanında Sülüs çalışmalarına başladı.Daha sonra Hattat Mehmed ÖZÇAY’ın yanında hat çalışmak üzere Istanbul’a geldi.Sülüs meşklerini bir yılda tamamladı ve Hattat Muhammed ÖZÇAY’ın yanında Celi Sülüs eğitimi görmeye devam etti.2005 Kasım ayında İRCİCA’da yapılan İcazet töreninde Hattat Mehmed ÖZÇAY’dan Sülüs icazetini aldı.Halen İstanbul’da hat çalışmalarına devam etmektedir.

ÖDÜLLER:

1-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

2-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Celi Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

3-2005 Antik A.Ş Hilye-i Şerife yarışması Celi-Sülüs,Sülüs-Nesih dalında 1.’lik ödülü.

4-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması özel ödülü.

5-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması Sülüs dalında 2.’lik ödülü.

6-2012 İstanbul Uluslar arası 1. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü.

7-2015 İstanbul Uluslar arası 2. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü."

Detaylar
Lot: 148 » Hat

FERHAT KURLU (d.1976)

Celi Sülüs Nazar Ayeti . Ketebeli, Hicri 1423/Miladi 2003 tarihli, 45x32 cm.(Çerçeveli:65x52 cm) Ebru : Hikmet (Barutçugil) imzalı, 2000 tarihli.

SANATÇININ ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

 

 
Detaylar
Lot: 149 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Kufi Levha. "Allah'ın yardımı üzerine olsun" yazılı. Ketebeli. 28x40 cm.

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Detaylar
Lot: 150 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Kufi-Talik hat ile "Dü cihanda eger altın ola dersen nâmın, Sikkesi altına gir Hazreti Mevlânâ'nın" yazılı. Ketebeli. 42x48 cm. Çerçeveli Ebat: 58 x 66 cm.

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Detaylar
Lot: 155 » Hat

HASAN TAHSİN HİLMİ EFENDİ (1846-1912)

Hicri 1296 / M. 1878 tarihli. 58x50 cm. Zerendud Levha. Celi Sülüs hat ile Pir Şaban-ı Veli ismi "Ya Hazreti Pir Sultan Şaban-ı Veli Gaddasallahu Sırrahu" yazılı. Dönemine ait barok tezhibiyle koleksiyonluk bir eserdir.

"Kılıç Alî Paşa Cami ser-devirhânı Hâfız İsmâ’il Efendi’nin oğlu olarak H. 1263/M. 1847’de Çukurcuma’da doğdu. Çubukçular Sıbyan Mektebi’nde okudu. Mektebin hocası İsmâ’il Efendi’den Kur’an’ı hıfzedip Tophâne Müftîsi Hoca Bekir Efendi’den bir müddet ders gördü. Daha sonra hüsn-i hat vadisine süluk ile Şefîk Bey’den sülüs ve nesih, Mirza Aka Afşar’dan da ta’lik dersleri almaya başladı. Her ikisinden de mücâz olduktan sonra Sâmî Efendi’den de celi ta’lik öğrendi. Mehmed İzzet Efendi tarzında yazdığı rık’ada da mahareti vardı. Nitekim hüsn-i hattaki maharetine istinaden mekteblerde hüsn-i hat talimine memur edildi.

Senelerce Mühendis, Sanayi ve İnâs Sanayi ile Cihângir İnâs Rüşdîsi mektebleri ile Dârü’ş-şafaka ve Dârü’l-mu’allimât’ta yazı meşketti. Mehmed İzzet Efendi’nin vefâtından sonra Galatasaray Sultanîsi’nin yazı muallimliği de uhdesine verildi. Bunların haricinde Mahmud Bey Matbaası’na da yıllarca devam ederek matbaanın her nev’i yazısını yazdı. H. 25 Safer 1330/M. 14 Şubat 1912’de ömrü boyunca oturduğu Çukurcuma Mahâllesi’nde evinde vefât etti. Eyüp’te Kırkmerdiven’de medfundur." 

Detaylar
Lot: 158 » Hat

FERHAT KURLU

Sülüs-Nesih "Esmaül Hüsna". Ketebeli. 42x48 cm Hicri 1423 / M. 2004 tarihli. Tezhib: Zehra imzalı, 2003.

SANATÇININ ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

 

 
Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 1
sonraki