Mehmed Bâhir Yesârî (1890-?)

Talik Levha. Ketebeli. Hicri 1365/M.1945 tarihli. 42 x 40 cm.

Enderûn-ı Hümâyûn Mektebi’nin hatt-ı ta’lik mu‘allimi Seyyid Mehmed Bâhir Efendi’nin hafîdi ve Bâb-ı Âlî Nişân Kalemi’nin mümeyyiz mu‘avinlerinden Hacı Mehmed Besim Vefâ’î Efendi’nin oğlu olan Mehmed Bâhir Yesârî 1308 senesinde İstanbul, Kandilli’de doğmuştur. Oradaki Ser-hâlife Mustafa Efendi İbtidâ’î Mektebi’ni bitirdikten daha sonra Beylerbeyi Rüşdî Mektebi’ni ikmâl ile Mercân İdâdîsi’ne girmişse de, üçüncü sınıfta iken, rahatsızlığı nedeniyle terketmek mecburiyetinde kalmıştır.

Bunun üzerine istidâdındaki mahârete istinâden marangozluğa yönelmiş ve bilhassa musıkî aletlerinin îmâli ile meşgul olmağa başlamış olan Mehmed Bâhir Yesârî’nin 976 ud yapmış olduğunu, İbnülemin’e vermiş olduğu beyânâttan anlamaktayız. Daha sonra Belediye’nin tramvay atölyesinde ince marangozluk yapmağa başlamış ve 30 seneye yakın hizmetten sonra emekliye ayrılmış ve 3 Mart 1959 tarihinde vefât etmiştir.

Zamanın mümtâz ta’lik-nüvislerinden olan babasından meşk alarak H. 1325/M. 1907 senesinde icâzetine nâ’il olan Mehmed Bâhir Yesârî, ömrü boyunca yazı ile alâkasını kesmemiş olmakla beraber âsârı nâdirdir. Cumhuriyet döneminin önde gelen hattatlarından olan Mustafa Bekir Pekten’e de bir süre ta’lik dersleri vermiştir.

Öte yandan yine babasından öğrenmiş olduğu kemânkeşlik ve yay imâlinde de yegâne-i zaman olan Mehmed Bâhir Yesârî, okçuluğa olan muhâbbeti nedeniyle “Özok” soyadını almış olduğu gibi, Atatürk’ün emri üzerine Necmeddîn Okyay ve kardeşi İbrahim Özok ile birlikte Beyoğlu Halkevi bünyesinde Ok Spor Kurumu nâmıyla kurduğu okulda geleneksel Türk okçuluğunu yaşatmaya ve canlandırmaya çalışmıştır.