• Cancel
    Filter
Filter

16. Koleksiyonluk Resim ve Hat Müzayedesi

16. Online Müzayede'de yer alan tüm eserler kurumumuz güvencesinde olup, resim ekspertizleri Yüksek Ressam / Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından yapılmıştır.

16. Online Müzayede 30 Ocak PAZAR günü saat 19:00'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir.  Her lotun ekranda kalma süresi 30 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.

Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 15 (on beş) iş günüdür, Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir,aksi halde  hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler, eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +905321715331 numaralı telefondan bilgi alabilir, Hüsrev Gerede Caddesi no: 52/2 Teşvikiye'deki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Lot: 2 » Resim

SABRİ BERKEL (1907-1993)

"Kedi". İmzalı. Kağıt üzeri yağlıboya. 9 x 12 cm. *Yüksek Ressam / Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.

* Eserin 8,5 x 12 cm ebatlarındaki bir benzeri ARTİST yayınları "Sabri Berkel" kataloğunda sayfa 182'de ve 46 x 61 cm ebatlarındaki bir başka benzeri de ENLEM-80 yayınları "Sabri Berkel" kataloğunda Resim-54 olarak yayınlanmıştır."

Details
Lot: 3 » Resim

SABRİ BERKEL (1907-1993)

"Kedi". İmzalı. Kağıt üzeri yağlıboya. 9 x 12 cm. *Yüksek Ressam / Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.

* Eserin 8,5 x 12 cm ebatlarındaki bir benzeri ARTİST yayınları "Sabri Berkel" kataloğunda sayfa 182'de ve 46 x 61 cm ebatlarındaki bir başka benzeri de ENLEM-80 yayınları "Sabri Berkel" kataloğunda Resim-54 olarak yayınlanmıştır."

Details
Lot: 5 » Resim

TURGUT ATALAY (1918-2004)

"Keçiler". İmzalı. 30 x 40 cm. Tuval üzeri yağlıboya.

"1936-1945 arasında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. İki yıl R. Belling’in yanında heykel etütleri yaptı. 1940’da Yeniler (Liman Ressamları) Grubunun kuruluşuna katıldı. 1946’da Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergiye (UNESCO) yapıtlarıyla girdi.

Aralıklı olarak dört yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra, tiyatro ve opera dekoratörü olarak uzun yıllar çalıştı. Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin yurt içinde ve dışında düzenlediği sergilere katıldı. 1964’te Akademi Sanat Ödülünü kazandı. Resimlerinde klasik etüt birikimlerinin oluşturucu etkileri egemendir. Figür kaynaklı sanat anlayışının sürdürücüleri arasında yer alır."

Details
Lot: 13 » Resim

SAMİ LİM (1905-1986)

"Kız Kulesi". İmzalı. Mukavva üzeri yağlıboya. 1962 tarihli. 30 x 42 cm.

Tırnovalı hattat ve müzehhib Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur. Orta öğrenimini, Kocamustafapaşa Numune Orta Mektebinde tamamladı. 1919-1923 yılları arasında öğrenim gördüğü İDGSA Resim Bölümünde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde çalıştı. Devlet Demiryollarında 31 yıl görev yaptıktan sonra, kendini daha fazla sanata verebilmek amacıyla emekliye ayrıldı. Yurt gezileri programına katılarak, Kars'a gitti.
"Altın kesim'in resim sanatındaki önemi ve değeri üzerinde durdu, bu konuda yazılar yazdı. Rönesans ustalarının kullandığı "sabit oranlar kanununu" vurgulayarak, resimlerdeki kurgunun bu değerlere göre oluşturulması gerektiğini savundu. Uzun süre Güzel Sanatlar Birliğine bağlı olarak çalıştı. Çok sayıda karma sergiye katıldı. 

Resimlerinde izlenimci tekniğe bağlı kalmış, İstanbul doğasına yönelmiştir. Kendisiyle yapılan bir konuşmada (Hürses, 7 Ekim 1951) "şekillerin karşılıklı ritmi ve kombinezonları toplamı olarak meydana getirilen bir tablodaki ilk ameliyenin hendese ile başladığına'' değinir; yapıtın "piktüral'' bir değer taşıması gerektiğini, eskilerden yararlanmanın zorunlu olduğunu, ancak ona "yeni'' yi eklemenin yararlı olacağını savunur."

Details
Lot: 24 » Resim

ADİL DOĞANÇAY (1900-1990)

"Natürmort". İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 50x40 cm.

1900 yılında İstanbul’da Tüccar bir babanın çocuğu olarak doğan Adil Doğançay, asker ressam kuşağının son üyelerindendir. Eyüp Rüştiyesi’nde okurken Şerif Renkgörür’den, Harita Mühendislik Mektebi’nde okurken Diyarbakırlı Tahsin Bey’den ders alan Doğançay, mektebin bitiminde İstiklal Savaşı’na katılarak vatan savunmasının bir parçası olmuştur. Topografya subayı olan Doğançay, Anadolu’nun tüm ücra köşelerini gezmiş ve buraların doğa görüntülerini resmini çizmiştir. Anadolu gezileri Doğançay’ın resimlerine ilham kaynağı olmuş ve doğayı “en büyük öğretmen” olarak atfetmiştir. Doğançay, birçok eserini açık havada gördüğü manzaraları resmederek üretmiştir.

Bir dönem Amerika’da bulunan Doğançay, buradaki sanat akımlarını yakından takip etmiş ve çalışmalarına bu sanat akımlarına göre yön vermiştir. Doğançay sanat yaşamı boyunca Devlet Resim Heykel Müzesi, Emekli Ressam Subaylar Derneği, Haritacı Subaylar Birliği, Güzel Sanatlar Birliği ve Türkiye Ressamlar Cemiyeti’nin düzenlediği sergilerde resimlerini izleyici ile buluşturmuştur. İlk dönem Cumhuriyet sanatçılarından olan ve özel koleksiyonlarda birçok önemli eseri bulunan Doğançay 1990 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

Adil Doğançay, ağırlıklı olarak tuval üzerine yağlıboya çalışmış ve izlenimci üslupta eserler üretmiştir. Daha çok manzaralar, deniz peyzajları ve natürmortlar çizen Doğançay, ilk dönem eserlerinde detaya inerek realist bakış açısıyla resimler yapmıştır. Daha sonraki dönemlerinde empresyonist bir anlayış benimseyen Doğançay, yağlı boya tekniğiyle kır ve deniz manzaraları resimleri üretmiştir. Sanatçının bazı önemli eserleri; "Boğaz Manzarası", "Değirmendere", "Peyzaj" ve "Sahilde Tekneler"dir. Günümüzde Adil Doğançay ait yapıtların birçoğu oğlu ressam Burhan Doğançay tarafından 2004 yılında İstanbul’da kurulan Doğançay Müzesi’nde sergilenmektedir.

Doğançay Müzesi, Ekim 2004 yılında Adil Doğançay’ın oğlu Burhan Doğançay tarafından açılmıştır. Türkiye`nin ilk Kişisel Modern Sanat Müzesi olma özelliği taşıyan müzede, Adil Doğançay`a ayrılmış katın dışında müzenin kurucusu ve Türkiye`nin önde gelen sanatçısı Burhan Doğançay`a ait eserler de sergilenmektedir. Beyoğlu`nda150 yıllık 5 katlı bir tarihi binada yer alan müze, Adil Doğançay’ın 1940 ile 1990 yılları arasında ürettiği resimleri sanatseverlerle buluşturmaktadır.

Details
Lot: 26 » Resim

TURGUT ATALAY (1918-2004)

"Köylü Kızı". İmzalı. 58x48 cm.1981 tarihli. Ahşap üzeri yağlıboya. Arkası ithaflı ve imzalı ( Çok Sayın Yılmaz Bey'e. 1988). Orijinal çerçevesiyle.

"1936-1945 arasında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. İki yıl R. Belling’in yanında heykel etütleri yaptı. 1940’da Yeniler (Liman Ressamları) Grubunun kuruluşuna katıldı. 1946’da Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergiye (UNESCO) yapıtlarıyla girdi.

Aralıklı olarak dört yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra, tiyatro ve opera dekoratörü olarak uzun yıllar çalıştı. Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin yurt içinde ve dışında düzenlediği sergilere katıldı. 1964’te Akademi Sanat Ödülünü kazandı. Resimlerinde klasik etüt birikimlerinin oluşturucu etkileri egemendir. Figür kaynaklı sanat anlayışının sürdürücüleri arasında yer alır."

Details
Lot: 31 » Resim

NİMETULLAH GERASİM (1904-1986)

"Natürmort". İmzalı. 1978 tarihli. 65 x 50 cm. Tuval üzeri yağlıboya.

"Tıp Öğrenimini yarıda bırakarak, Leningrad Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudu. Bu okulu bitirdikten sonra, Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nin portre ve peyzaj bölümlerine devam etti. 1932-1936 yıllarında Persepolis kazılarında arkeolog ve heykeltıraş olarak çalıştı. 1936-1956 yıllarında bulunduğu Shanghai'da sergiler açarak, Çin sanat çevrelerinin dikkatini çekti.

1956'da Türkiye'ye geldi. 1969'a kadar yaşamını İstanbul'da sürdürdü. Bu tarihten sonra Ankara'ya yerleşti. Yurt içinde ve yurt dışında karma sergilere katıldı. Türkiye'de 50 kadar kişisel sergi düzenledi.
 Yapıtları, Amsterdam, New York, Washington gibi kentlerin müze ve özel koleksiyonlarında yer aldı. Yapıtları Christie's ve Sothebys gibi dünya devlerinin müzayedelerinde dönem dönem satışa sunulmaktadır".

Details
Lot: 32 » Resim

TURGUT ATALAY (1918-2004)

Natürmort. 1995 tarihli. İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 35 x 45 cm.

"1936-1945 arasında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. İki yıl R. Belling’in yanında heykel etütleri yaptı. 1940’da Yeniler (Liman Ressamları) Grubunun kuruluşuna katıldı. 1946’da Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergiye (UNESCO) yapıtlarıyla girdi.

Aralıklı olarak dört yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra, tiyatro ve opera dekoratörü olarak uzun yıllar çalıştı. Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin yurt içinde ve dışında düzenlediği sergilere katıldı. 1964’te Akademi Sanat Ödülünü kazandı. Resimlerinde klasik etüt birikimlerinin oluşturucu etkileri egemendir. Figür kaynaklı sanat anlayışının sürdürücüleri arasında yer alır."

Details
Lot: 41 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Modern Hat ile "Maşaallah" yazılı. İmzalı. 2009 tarihli. 75 x 75 cm

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Details
Lot: 42 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Kufi (Makıli) Hat ile "En-Nûr" yazılı. Dörtlü Kompozisyon. İmzalı. 2008 tarihli. 76 x 76 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Details
Lot: 43 » Hat

ALİ TOY (d.1960)

Modern Hat ile "Hiç" yazılı. Ketebeli. 2004 tarihli. 75 x 40 cm. Çerçeveli Ebat: 100 x 65 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Details
Lot: 44 » Hat

MAHMUD CELÂLEDDİN EFENDİ (1749-1830)

İki farklı kalınlıkta sülüs hattıyla yazılmış vebadan korunma duası. Ketebeli. 38x50 cm.(Çerçeveli: 51x63 cm). Renkli kağıt üzerine altın ile zerendud tekniğinde yazılmıştır. Yazının etrafı sarmaşık motifleriyle çevrilmiş olup, dış kısımda farklı tonlarda altınlarla bitkisel süsleme bulunmaktadır.

"Şeyh Muhammed Nakşibendî’nin oğlu olup Dağıstan’da doğdu. Bazı araştırmacılar H. 1163/M. 1750 yılı dolaylarında doğduğunu ve babasının isminin Abdullah olduğunu ileri sürmektedir. Babası ile beraber İstanbul’a göçerek Eyüp Nişâncası’ndaki Şeyh Murâd-ı Buharî Dergâhı’na yerleşti. Hüsn-i hatta meraklı olduğundan, dergâhın müdâvimlerinden Ak Molla Ömer Efendi’den aklâm-ı sitte dersleri aldı. Ayrıca Şeyh Abdüllatîf Efendi’den de istifâde etti.

Bilâhare Yamakzâde Sâlih Efendi’ye mürâcaat ettiyse de, kimseye baş eğmeyen karakteri ve son derece iddialı hâlleri nedeniyle reddedildi. Konyalı Ebûbekir Râşid Efendi’den de “İyi yazmak, çok yazmağa mütevakkıfdır!” cevabı ile geri çevrilince, Şeyh Hamdullah ve Hâfız Osman’ın eserlerinden faydalanarak azim ve gayret ile yazıda tekemmül etti. Arayış içindeki bu döneme ait yazılarına “Mahmûdü’l-mevdûd” ketebesini düştüğünü Uğur Derman nakletmektedir.  

Derviş-meşreb bir yaşam süren ve herhangi bir memuriyette görev almayan Mahmud Celâleddîn Efendi’nin, geçimini tümüyle yazıdan sağladığı anlaşılmaktadır. Nitekim 1223 senesinin Zil-ka’de ayında huzûr-ı hümâyûna takdîm ettiği levhâlar nedeniyle günlük otuz sağ akçe tevcîh edilmiştir. “Kat’-ı merâtib ile Rumeli Kazaskeri olduğu” şeklindeki rivâyet ise, herhangi bir vesîka ile desteklenememektedir.

Boğaziçi’nde Beylerbeyi’ndeki hânesinde sofîyâne bir hayat süren Mahmud Celâleddîn Efendi’nin neredeyse tümüyle hüsn-i hatta hasretmiş olduğu ömrü H. 1245/M. 1829’da son bulduğunda, müntesiblerinden olduğu Eyüp Nişâncası’ndaki Şeyh Murâd-ı Buhârî Dergâhı’na defnedilmiştir. Mizânü’l-hat’ta ise “17 Zi’l-ka’de günü 120 yaşında olduğu hâlde vefât etti” şeklindeki beyan edilmiştir. Mezartaşının kitâbesi şöyledir:
Hüve’l-hâyyü’l-bâkî
Meşâyih-i hattâtînden cennet-mekân merhûm ve mağfûr Mahmûd Celâleddîn Efendi’nin rûhu içün el-Fatihâ. Sene 1245"

Details
Lot: 46 » Hat

KAMİL AKDİK (1861-1941)

Celi Sülüs Levha. Ketebeli. "Allah başarının sahibidir ve O en iyi dosttur".Hicri 1351/Miladi 1933 tarihli. 53x64 cm ( Çerçeveli: 67x78 cm) Meşhur hattatın sanat kalitesi yüksek, orijinal tezhipli ve müzelik bir eseridir.

Hat tarihinde zaman zaman kıdem ve dirayetiyle önde gelen hattatlara verilmesi mûtat olan ‘'Reîsülhattâtîn'' (Hattatların Başı) unvanı son olarak 21 Ağustos 1915'te Kâmil Efendi'ye tevcih edilmiştir.Kâmil Akdik disiplinli hayatı ve perhize dikkat etmesi sebebiyle uzun süren ömrünün sonlarında bile el titremesi ve görme bozukluğu gibi sıkıntılar çekmeden seçkin eserler bırakmıştır.

Dîvân-ı Hümayûn'daki resmî vazifesi esnasında divânî, celî-dîvânî veya rık'a hatlarıyla yazdığı menşur, berat, muâhedenâme, tasdiknâme gibi evrak dışında, yazı hocası olarak hazırladığı meşk'ler de pek çoktur. Ayrıca sülüs-nesih kıtalar, murakka'lar (yazı albümleri), hilye ve levhalar, kitabeler, bazı sûre ve cüzlerden başka birde Mushaf yazmıştır.Eski hattatların eserlerinden meydana gelen kıymetli hat koleksiyonu ölümünden sonra Topkapı Sarayı Müzesi'nce satın alınmıştır."

Details
Lot: 47 » Hat

NURİ EFENDİ (XIX)

Sülüs Nesih Kıta. Hadisi Şerif yazılı. 19.yüzyıl. Ketebeli. 23x33 cm

"Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla,

Rasulullah şöyle buyurdu:

Kaderiyye bu ümmetin Mecusileridir.Hasta olduklarında ziyaretlerine gitmeyin, öldüklerinde şehadette bulunmayın.Salat ve Selam yaratılanların en şereflisi Allah Rasulunün ve Al ve ashabının üzerine olsun" (Kaderiyye:Kader inancını reddeden düşünce ve inanç akımı)"

Details
Lot: 48 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Celi Sülüs İstif. "Allah , Muhammed , Ömer, Osman , Ebubekir, Ali " yazılı. Ketebeli. 43 x 60 cm.

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Details
Lot: 49 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Celi Sülüs ve Nesih Kıta. Hadis-i Şerifler yazılı. 32 x 40 cm. Ketebeli. Hicri 1360 / Miladi 1941 tarihli. "Rütbelerin en yücesi ilim rütbesidir. Ben ilmin şehriyim. Ali (ra) ise onun kapısıdır. İlim isteyen o kapıya gitsin" yazılı. *Ünlü hattatın mükemmel kondüsyonda, sanat kalitesi yüksek, müzelik bir eseridir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Details
previous
Go to Page: / 5
next